28 Kasım 2011 Pazartesi

ERHAN AFYONCU-Avrupalılar 500 yıldır Türkiye'den bitki ve hayvan götürüyorlar

Avrupalı doğa bilimciler Kanunî döneminden beri Türkiye'den bitki numuneleri götürüp, ülkelerinde yetiştiriyorlar.
Son aylarda böcek, lale, atmaca Türkiye'ye mahsus ne bulurlarsa kaçırıp, yurtdışına çıkarmaya çalışanlar arka arkaya yakalandı. Türkiye'nin bitki ve böcekleri Avrupalı bilim adamlarının ilgisini asırlardan beri çekiyor.
Tabiat meraklısı Avrupalı bilginler, 16. yüzyıldan itibaren kendi ülkelerinin yanı sıra, başka ülkelerdeki hayvanları ve bitkileri de tanımak için seyahatler yapmışlardı. Osmanlı topraklarında bu tür araştırma yapan seyyahların eserleri Asuman Baytop tarafından "Türkiye'de Botanik Tarihi Araştırmaları" isimli eserde incelenmiştir.
Topladığı numuneler korsanların eline geçti
Bu tür doğa bilimcilerin ilklerinden biri Kanuni döneminde 1546-1549 yılları arasında imparatorluğu dolaşan Fransız Pierre Belon'dur. Osmanlı topraklarında Yunanistan, Mısır, Suriye, Filistin, Ege adaları, İstanbul, Trakya ve Anadolu'yu içine alan geniş bir seyahat yapan Belon'un seyahatnamesi 1553'te Paris'te basılmıştır.
Belon, eserinde gördüğü bitki ve hayvanları tanımaya çalışmış, bazılarının resimlerini çizmiştir. Sadece Limni Adası'nda 60'tan fazla yerli bitki adı verir. Gördüğü bitki ve hayvanlardan ilginç gelenlerin örneklerini toplamıştır.
Toprakların verimli olup olmadığını, bitkilerin nasıl ve hangi amaçlarla kullanıldığını, hangi odunların yakacak olarak kullanıldığını eserinde teferruatlı olarak anlatır. Fransa birçok bitkiyi Belon sayesinde tanımıştır. Lübnan sediri, doğu çınarı, kocayemiş, hünnap, ıspanak, erguvan, doğu ardıcı, dut gibi birçok bitki Belon tarafından Fransa'ya getirilmiştir.
Belon, Türkiye'nin florasından, yani bitki varlığından bahseden ilk önemli seri kaleme alan seyyahtır. Ancak topladığı numunelerinin bir kısmı kaybolmuştur. Pierre Belon, seyahati sırasında topladığı bitkileri, tohumları, hayvan postlarını büyük bir sandığa koyarak İngiltere'ye giden bir gemiye yüklemişse de gemi yolda korsanların saldırısına uğrayınca numuneler kaybolmuştur.
Belon, Fransa'ya döndükten sonra el üstünde tutularak, kendisine aylık ve bir şato tahsis edilmiştir. Ancak 1564'te 47 yaşındayken Boulogne Ormanı'nda faili meçhul bir cinayete kurban gitmiştir.
Koleksiyonu günümüze kadar geldi
1573-1576 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'na gelen Alman hekim ve bitki meraklısı Leonhart Rauwolff'un gözlemleri 1582'de basılmıştır. Eserinde gezdiği yerlerdeki, ilaç olarak kullanılan bitkiler, yabani ve yetiştirilmiş bitkiyle hayvanları anlatır. Ayrıca bunlar hakkında resimler vardır.
Leonhart Rauwolff, Trablus, Halep, Rakka, Ane, Hadise, Bağdat, Musul, Nusaybin, Urfa, Birecik, Gaziantep, Beyrut, Hayfa ve Kudüs'ü gezmiştir. Eserinde gördüğü bitkileri mahalli isimleriyle ve tanıdıysa Almanca ve Latince karşılıklarıyla zikretmiştir.
Rauwolff'un yanında götürdüğü 388 bitki örneğinden oluşan koleksiyonu günümüze kadar gelmiştir.
Yeni bitkiler bulmak için geldi
Güneş kral, yani Fransa Kralı XIV. Louis, Fransa Krallık bahçelerinin bitkibilimcisi Joseph Piton de Tournefort'u yeni bitkiler bulması için 1700'de doğuya gönderdi.
Tournefort, bu seyahatinde sadece bitkibilimcilik yapmayarak, gördüğü her şeyi kaydetti. Joseph Piton de Tournefort, Ege'de 35 adayı, İstanbul'u, gezdikten sonra Anadolu'yu boydan boya aşarak Bursa'yı, İzmir'i, Trabzon'u, Tokat'ı, Amasya'yı, Ankara'yı, Erzurum'u, Kars'ı, Ağrı'yı ve yüzlerce Osmanlı yerleşim yerini gezdi. Fransız seyyah, Osmanlı ülkesinin dışına da çıkarak, Tiflis ve Revan'a, yani Erivan'a da gitti.
Tournefort, eserinde imparatorlukta gördüğü bitkileri geniş olarak anlattı. Fransa'ya döndükten sonra 1356 bitkiyi tanımladı ve 25 yeni cins kurdu. Yanında da meyve, tohum ve kök gibi numuneleri Fransa'ya götürmüştü. Fransa'ya götürdüğü numuneleri Paris'teki bahçelere ektiği gibi Hollanda'ya bile göndermiştir. Götürdüğü numuneler, bugün Paris'te Museum National d'Histoire Naturelle'de saklanmaktadır.
Osmanlı tarihine ışık tutan seyahatnameler
Türk tarihinin en önemli kaynaklarından biri yabancı seyyahların seyahatnameleridir. Seyahatnameler, Osmanlı tarihine, devlet teşkilatına başta İstanbul olmak üzere imparatorluğun şehirlerinin tarihine ışık tutan en önemli eserlerdir.
Avrupalılar, önce asırlarca korktukları, sonra da nasıl gücünü kaybettiğini merak ettikleri Türkler'i tanımak için yüzlerce eser yazdılar. Osmanlı topraklarına gelen Avrupalı seyyah ve elçiler, Türk gücünün sırrını keşfetmek için gözlemlerde bulunmuşlar ve intibalarıyla gördüklerini kaleme almışlardı.
Seyahatnameler, yazıldığı dönem ve yazılış amaçları bilinmek şartıyla Osmanlı tarihinin vazgeçilmez kaynaklarıdır. Ancak Osmanlı İmparatorluğu hakkında yüzlerce seyahatname mevcutken, bunların çok az bir kısmı Türkçe'ye çevrildi.
Savaşların ve orduların tarihi
Osprey Yayınevi'nin resimli, haritalı bir askeri tarih serisi vardı. Bu seriden yüzlerce kitap yayınlanmıştır. Her birini alanında uzmanının yazdığı askeri tarih serisi Avrupa başta olmak üzere dünyanın değişik yerlerindeki savaşları ve orduları ele alan önemli bir seridir.
Bu önemli seri Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Genel Müdürü Ahmet Salcan'ın yıllar süren çaba ve gayretleri sonucunda Türkçe olarak da yayınlanmaya başladı.
Osprey Yayınevi ile bu seriden 45 kitap için sözleşme imzalanmış. Serinin şimdiye kadar çıkan ilk dört kitabı Birinci Haçlı Seferi, İkinci Haçlı Seferi, Bizans Piyadesi ve Attila. Yıl sonuna kadar "Üçüncü Haçlı Seferi, Osmanlı Piyadesi 1914-1918, Spartacus ve Köle Savaşı, Antik Yunan Savaşçıları, Bozkırın Okçu Süvarileri, Roma-Bizans Orduları" isimli kitaplarda yayınlanacak. 2012 yılında ise en az 24 kitap yayınlanması planlanmış.
Başta Ahmet Salcan olmak üzere bu önemli seriyi Türkçe'ye orijinalinden daha kaliteli olarak kazandıran Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları çalışanlarını tebrik ediyoruz.
Oxford Üniversitesi bahçesindeki doğu bitkileri
1675-1676'da Osmanlı İmparatorluğu'na gelen George Wheler, gördüğü bitkileri seyahatnamesinde anlattığı gibi yanında numuneler de götürmüştür. Götürdüğü numuneler Oxford Üniversitesi başta olmak üzere birçok bahçede yetiştirilmiştir.
Mudanya elması Fransa'da
1793-1798 yılları arasında Osmanlı topraklarında bulunan Fransız hekim ve doğa bilimci Oliver, Mudanya Ovası'nda gördüğü lezzetli bir elmanın fidanlarını İstanbul'daki Fransız elçiliği bahçesine göndermiş, fidanlar buradan da Fransa'ya gitmiştir.

Hiç yorum yok: