4 Haziran 2011 Cumartesi

MOLLA KERİM’İN TARSUS KÖPRÜSÜNDE ŞEHİT OLMASI

    -Tarsus’ta Hristiyanlığı yaymak ve  Amerikan çıkarlarını koruyacak bir topluk oluşturmak için 1880’li yılarda Sen Paul Koleji açıldı.
     -Fransız işgali esnasında Tarsus Köprüsünü savunan Molla Kerim ve Kuvayı milliye çetesi köprü başında çevrildiler.
     -Mola Kerim eleri bağlı iken açılan yaylım ateşi sonrası şehit düştü. Tarsus çayı o gün şehit kanlarının rengine büründü.
     -Tarsus köprüsü aynı zamanda tarih boyunca kervan geçişlerinden gümrük vergisi alınan yer idi.
     Tarihin sararmış sayfaları  arasında bulunan bir fotoğrafa göre Fransız işgal günlerinde Tarsus tren istasyonuna gelen General Guro’yu sevinç gösterileri ile karşılayanlar. Gülümseyenler, el sıkmak yarışı içine girenlerin umutları aynı beldede yüzyıllardır birlikte yaşadıkları Türklerin varlığının ortadan kaldırılmasıydı.  19.yy başlarında Avrupalı devletlerin konsolosluk binaları açılmıştı Tarsus’ta. Bölgede yaşanan aşiretler ve derebeyler kavgasında Tarsus’taki Fransız konsolosunun tüfek siparişi vererek kanlı kavgaları kışkırttığı Osmanlı Arşiv belgelerine bile yansımıştı. Tarsus şehir merkezinde 1880’li yıllarda açılan “Amerikan Koleji’nin” kuruluştaki asıl ismi “Aziz Paul Enstitüsü” (St. Paul İnstitue) idi. Hz. İsa’dan sonra Hristiyanlığı yaygınlaştıran Yahudi asıllı Hristiyan din önderi idi Aziz Paul. Tarsus’taki Amerikan Koleji’nin ana binasının çatısına yukardan bakıldığında “Haç şeklinde” olduğu da hemen anlaşılıyordu.  Anadolu genelinde 1910’lu yılar itibariyle sayıları 500’ü bulan Amerikan misyoner okullarının amacı İslam ve Türlüğün Anadolu’daki izlerini ortadan kaldırmak idi.  Tarsus’ta kurulan Amerikan Koleji’nin amacı da yörede Hristiyan inanç ve kültürü ile yetişmiş ABD şirketleri için aracı/simsar insanların yetişmesini sağlamaktı.
    1920 yılı Temmuz ayının ortaları…Adana şehir merkezinde can güvenliği kalmadığı için Türkler canını kurtarmak amacıyla şehirden uzaklaşmaya daha güvenlikli olan Karaisalı yöresine ulaşmayı amaçlamışlardı. Bir murt ağacının arkasına saklanmak veya çam ağaçlarının altında derin bir uyku çekmek o günlerin özlenen duyguları idi.
    Kuvayı milliyeci müfrezeler Tarsus şehrini kuşatarak Bağlar savaşını kazanmışlar, Tarsus’un Adana ve Mersin ile bağlantılarını da kesmişlerdi. Tarsus içinde mahsur kalan Fransızlar ve onlarla işbirliği yapan Ermenilerin durumları tehlike altına girmişti.
    Adana’daki Fransız kumandanlığı uçaklar ve tanklar desteğinde zırhlı araçlarını da seferber ederek Adana’dan Tarsus’a doğru yola çıktı. Yenice’ye kadar olan yol güzergahındaki Türk köyleri ateşe tutuldu. Karataş deniz sahilinden de Fransız savaş gemileri sürekli asker ve mühimmat desteği yapıyordu.  Fransızların Tarsus’a doğru ileri harekatı Sinan Tekelioğlu tarafından yakından izleniyordu. Düşmanın Tarsus’a girişinin engellenmesi görevi bölgenin  sayıca en kalabalık kuvayı milliyeci topluluğu olan Molla Kerim’in Çeliktaş müfrezesine verildi.  Molla Kerim, daha önceki Kavaklıhan savaşında emrindeki çetelerle birlikte düşman askerlerine karşı büyük zaferin kazanılmasını sağlayan bir kahramandı.  Fransız askerleri zırhlı araçları ile birlikte Kamber höyüğüne kadar yaklaştı. Molla Kerim, savunma hattını tuttuğu dere kıyısında düşmana ateş açtı. Ancak Molla Kerim’in geri çekilme esnasında arka tarafına güvenlik altında tutacak önlemler alınmamıştı. Fransız askerler  Türk müfrezeler arasından hareket ederek Molla Kerim’i arkadan kuşattı. Çatışma sonrası Molla Kerim ve arkadaşları esir düştüler.
    Fransız askeri konvoyu Tarsus’a girmek üzere Bac köprüsüne kadar geldi. Milli kuvvetler düşmanın o anını yakından izliyordu. Türklerin elinde bulunan topların namlusu düşman üzerine çevrildi. Dürbünle gözlem yapıldı. Harita üzerinde yer belirlendi. Ve “Bismillah” sesleri ile top atışları başladı.  Türk topçusunun atışları Bac köprüsünde bulunan Fransız konvoyuna tam isabet etti. Molla Kerim ve esir arkadaşları durumdan yararlanarak kaçmak istediler. 170 civarında kuvvacı kendilerini Bac köprüsünden aşağı Tarsus çayına atarak kurtulmaya çalıştı.  Molla Kerim’in eli zincir kelepçe ile sıkı sıkıya bağlanmıştı. Öteye beriye kaçışan askerler arasında kalan Molla Kerim’in üzerine düşman askerleri kurşun yağdırdı. Ve Molla Kerim Bac köprüsü üzerinde son nefesini verdi. Ve o gün  29 Temmuz 1920 tarihini gösteriyordu.  Molla Kerim’in şehit düşmesi kuvvacı arkadaşlarını derinden üzdü. O’nun için ağıtlar yakıldı. Birkaç gün önce Molla Kerim silah arkadaşları ile fotoğraf çektirmiş, sandalye üzerine oturarak elindeki mavzeri ile poz vermişti. Yanında bulunan silah arkadaşları da ona eşlik etmişlerdi. Molla Kerim ve arkadaşları bu vatan için hayatlarını ortaya koyarak mücadele vermişlerdi. O’nun kahramanlık destanının tanığı da Bac köprüsü idi.  Bir zamanların kervanların geçiş yaparken vergi (bac) alınan tarihi köprü şimdi Molla Kerim’in şehit düştüğü yer olarak da tarihe geçti.

Hiç yorum yok: