4 Haziran 2011 Cumartesi

MELEK HATUN’UN GÖZYAŞLARI

   -Melek hanım, Haçin savaşlarında Ermeni komitacılar tarafından evinden  alındı ve Hükümet binasında tutsak hayatına zorlandı.
   -Melek hanım, yaşadıkları ve başına gelenleri kızı Atfiyeye ağıt olarak yazdı.
    -Melek hanım’ın ağıdını, onlara sağlık yardımı yapan Ermeni asıllı Minas’ın kızı kağıda yazdı.
   


     Haçin sözlerini “Bir yangının külleri” olarak görmek belki de yaşanmış tarihin acı gerçeklerini açıklamaktır..  30 Ocak 1990 günü Saimbeyli’yi ziyaretimde tarihin tanığı olarak bilgisine başvurduğum Mehmet Baykal’a
    “-"-Melek Hatun kimdir?" sorusunu sormuştum. Çünkü Melek Hatun olayları yaşamış, şehir merkezindeki Hükümet binasında  esir olarak bulunmuş ve yaşadıkları için  ağıt söylemişti.  Ağıt, özlü sözleri içine alır. Yerine göre bir destanı veya zulme  uğrayan insanların yaşadıklarını, veya sevilen bir insanın arkasından söylenen güzel düşünceleri anlatır. Ağıtlarda yüreğin sesini dinlemek ve gözyaşları vardır.  Mehmet Baykal’ın Melek Hatun ile ilgili verdiği cevap:
    “-"Melek Hatun, kayınbabamın kardeşi Yarpuzizâde Abdülgâfur Efendi'nin karısı idi. Yakın akrabam olur. Melek Ha­tun, kızı Atfiye'yi Yamanlı köyünden bir akrabasına vermişti. Atfiye'yi çok se­verdi. Haçin'de yaşanan katliamlardan Atfiye kurtulmuştu. Melek Hatun, çektiği  acıları, olayları yanında bulunan bir kişiye ağıt tarzında yaz­dırmış. “Ben ölürsem kızım Atfiye neler yaşadıklarımı bilsin” düşüncesiyle…
Haçin, 17 Ekim 1920 tarihinde Türkler'in eline geçtiği bizim çetelerden birisi bir bohça içinde Melek Hatun'un ağzından çıkan sözlerin yer aldığı ağıdı buldu. Okundu. Herkes ağladı"…
         Melek Hatun ağıtında Haçin savaşlarında zorla evlerinden alınan ve tutsak olarak işkenceler yapılan vahşice öldürülen insanların hikayeleri anlatılıyordu.  Bekiroğlu Dede Ağa, Kaytancı Hüseyin  Efendi, Zabıt Katibi Mehmet, Kürt Genco Çavuş, Enfiyeci Hüseyin,  Kara Osman, Dudu, Aram Çavuş, Cebeciyan ağıt içinde isimleri geçen insanlardı. Ve bunlar Haçin savaşının unutulmayan insanlarıydı. Bulunduklara konuma göre kişi esir kimisi de kumandan olarak veya zulüm yaparak kendi duygu ve düşüncelerini yerine getiren zalim…

        BEBEKLER PİŞİRİLDİ VE ANNELERİNE…

    Melek Hatun, insan görünümlü canavarların neler yapabileceklerini açıklıyordu ağıt sözleriyle.  Türk kadınlarının esir edilerek Hükümet binası, Prostan kilisesi ve Kalekilise binalarında aç ve susuz bekletildikleri, her türlü küfür, tekmeleme gibi hakaretlere maruz kaldıkları olaylar yaşanmıştı.  Daha da düşündürücü olanı ise Melek Hatun’un ağıtında şu sözlerle açıklanmıştı:

“Meydan kazanı kuruldu
  Bebekleri kaynattılar
  Güngörmedik hanımları
  Süngü ile oynattılar

    Bu sözler Ermeni savunma komitesi başkanı olan Cebeciyan’ın içki içerek  kadın ve kızlara sarkıntılık yapma olaylarını anlatıyor. Aynı  olayları Ermeni Kaymakam Çallıyan Karabet de kendi günlüğünde açıklıyordu.
    Melek Hatun’un  gözyaşları içinde söylediği aşağıdaki sözler ise insanlık tarihinde eşi görülmemiş bir vahşetin Haçin’de yaşandığını gösterir.

 - Kele Dudu kele Dudu
"Kanlı gömlek yu" diyorlar
Bebekleri kaynatmışlar
"Kuzu eti ye" diyorlar
    Haçin savaşları esnasında “Açız” diyen insanların istek ve ihtiyaçlarına çok basit bir çözüm bulmuş oluyorlardı. Bir annenin kucağında süt vererek emzirdiği bebeğini zorla elinden alıyorlar… Odun ile ısınan kazan içine doldurulan su bir zaman sonra yakılan ateş tesiri ile kaynar hale geliyor. Ve içine  annesinin kucağından alınan bebekler atılarak pişiriliyor.  Ve pişirilen bebekler tepsi içine  konularak annelerine zorla yedirilmek isteniyor. İnsanın tüylerini diken diken eden  savaş şartlarında dahi hiç olmaması gereken bir olay… İnsan suretinde görülen canavarların yapabileceği türden bir vahşet. onu tekrar annesine yedirme girişimine teşebbüs etmek gibi bir olayın yaşandığı anlatılıyor ağıt içinde. 

Devamı var…
Not: Ayrıntılar için bak. www.cezmiyurtsever.comdadır.

Hiç yorum yok: