4 Haziran 2011 Cumartesi

TIP ÖĞRENCİLİĞİNDEN SİLAHLI EYLEM LİDERLİĞİNE

    -Adananın Haçin kazasından Haçinli Murat, 1890’lı yılarlın başlarında İstanbul’da Hınçak örgütünün eylem başkanı oldu.
    -Osmanlı padişahına kafa tutmak için 1890 yılında Kumkapı’daki Ermeni kilisesinin önünde eylem yapıldı. Osmanlı devlet arması parçalandı.
    -İsyancılar başarılı olamadı. Ancak onlara destek veren Batılı ülkeler Ermeni sorununu silahlı örgütlerin eylemleri sonucu kanlı yöntemlerle ve dayatmayla çözmeye kalkıştılar.
    -Haçinli Murat amacına varamayınca Yunanistan’a kaçtı.

    Rusya’ya bağlı Kafkasyalı zengin ailelerin çocukları  Ermeni gençler Avrupa’nın orta yerindeki İsviçre’nin Cenevre kentinde Fen Fakültesinde buluşmuşlardı. Nazarbek adındaki delikanlı Ermenilerin hayallerindeki amaçları olan Türkiye’nin doğusunda Ermenistan Devleti’nin kurulması  davasına ulaşmak için radikal düşüncelerin eyleme geçirilmesinden yana idi. Arkadaşları ile olan fikir beraberliğinden sonra 1887 yılı içinde HINÇAK CEMİYETİNİ kurdular. “Hınçak” sözleri Ermenice “Çan sesi” anlamına geliyordu.
Ağrı dağından çan sesi geldiğinde davaya can ve baş koyan fedailer  saldırıya geçer, engelleri aşarak zincirleri kırar, Ermenistan bağımsız bir ülke olurdu. Bu sözlerin kısa anlamı ise “Silahlı eylem yaparak Ermeni davasını gerçekleştirmek” idi. Ancak Ermenilerin büyük çoğunluğu Osmanlı ülkesinde yaşıyordu. Ve Osmanlı devleti de Ermenileri “Tebayı sadıka” olarak görerek “Güvenilir ve dost insanlar”olarak kabul etmiş, dini ve mezhebi hürriyetlerini vererek, yönetimde en üst mevkilere kadar da getirmişti. Osmanlı ülkesinin her yerinde Ermeni cemaatına mensup insanlar serbest ticaret,eğitim ve dini haklarını kullanıyorlardı.
    Hınçak Cemiyeti,Avrupanın orta yerinde kurulmuş olsa da örgütlenmesi ve eyleme geçme yeri İstanbul ve Anadolu olmalı idi. Ve çalışmalar bu yönde geliştirildi. Rusyalı ve silahlı eylemden yana olan Hınçak Cemiyeti üyelerinden  Rupenyan Azadyan ile Simon ve Megavaryan İstanbul’a geldiler.kendileri ile aynı fikirleri paylaşan Kazancıyan ile buluştular. Meyhaneci Melhas ile buluşarak kendi fikirlerine eğilimli gençler bulmaya çalıştılar. Kısa süre içinde Mektebi Tıbbiye’den Haçinli Hamparsum Boyacıyan ile tanıştılar. Cangülyan ve Damatyan da onlara katıldı(2). Ve Hınçak Partisi’nin İstanbul’da kurulması bu şekilde gerçekleşti. Hınçak Cemiyeti, İstanbul’da kurulması ile birlikte silahlı eylem yapmaya hazır “Komitacılar topluğu” haline geldiler.
    Bu arada Hamparsum Boyacıyan için “Murad” kod ismi benimsendi. Fransız devriminin hazırlayıcılarından ünlü eylemci “Marat”a isim benzerliği düşünülmüştü. Bir başka anlamı ise “İdeali için yaşayan insan” anlamına da geliyordu MURAD. Ağabeyi Mardiros da “JİRARY” kod adını almıştı. Kahraman anlamına gelen.
    Murad ve arkadaşları ilk eylem olarak İstanbul Kumkapı’daki Ermeni Patrikhanesinin toplantısını basarak, militanların da tahrikleri ile Ermenileri kalabalık bir halde yürüyüşe geçirmek ve Padişahın sarayının kapısına kadar giderek düşüncelerini açıklamaktı. Kumkapı’da eylem vakti, Patrikhaneye bağlı kiliseni ayin için toplantı anı beklendi. Ve o an geldiğinde Murad ve yandaşları birdenbire ortaya çıktılar. “Yaşasın Ermenistan” ve”Yaşasın Hınçak” diye bağırdılar.  Ortalık karıştı. Kilisenin girişinde bulunan Osmanlı Devletinin arması olan Tuğralı levhayı yerinden sökerek parça parça ettiler.  Padişah Abdülhamit’in adı ve Osmanlı Devleti’nin ismi yazılı olan tuğranın parçalanması demek yönetime karşı isyan veya direniş anlamına geliyordu.  Yaşanan kargaşa olay yerine gelen Osmanlı zaptiyelerinin araştırması sonucu kısa sürede öğrenildi. Ermeni asiler eylem yapmışlardı. Padişahın da olayları haber alması üzerine Murat ve arkadaşları amaçlarına varamadan dağıldılar. Bir kısmı yakalandı ancak Hamparsum Boyacıyan kaçtı veya gizli bir yere saklanarak kurtuldu.  Kumkapı Olaylarının yaşandığı sırada takvimler 1890 yılını gösteriyordu.
    Murat hakkındaki polis raporları hazırlandı ve Adana Adliyesinde hakkında ceza davası açıldı. Ve10 yıl mahkumiyet cezası aldı. Hamparsum Boyacıyan’ın bu cezayı almasında İstanbul’da Armenak adında bir delikanlıya 5 lira para vermiş ve Hınçak Komitesinin fikirlerine karşı gelen Haçik Efendi adındaki bir Ermeni’nin öldürülmesine azmettirici olarak yardımcı olmuştu (3).  Hayatının baharında ve ilk gençlik yılarında kin ve intikam duyguları ile eylem yapmaya hazır bir insanın ruh hali ve yaşanan olaylar onun asıl mesleği olan Tıbbiyeli olmanın gerektirdiği Hipokrat yeminini çoktan unutturmuştu. O şimdi amacına ulaşmak için insan kanı dökmeye hazır  bir örgü lideri “kahraman” idi. Ancak onun emriyle eyleme geçenlerin masum  insanların hayatına son vermeleri ise  insan suretindeki canavarlar olduklarını gösteriyordu.   İstanbul Tıbbiyesine kayıt olalı 8 yıl geçmiş,son sınıfa kadar  da gelmişti.
      Kumkapı olaylarından sonra gizlice ülke dışına çıktı. İtalya’nın Cenova  kentine gitti. Orada Hınçak Komitesi’nin merkez üyeleri ile buluştu.Şimdi yeni bir yapılanma ve eylem içinde olmaları gerekiyordu. Hınçak Komitasının siyasi ve de silahlı olmak üzere iki şekilde çalışma yürütmesi kararına varıldı. Örgüt’ün silahlı eylem merkezi Osmanlı’ya daha yakın olan Yunanistan’ın Atina şehri seçildi.
    ….Devam edecek…
    Ayrıntılar için bak. http://www.cezmiyurtsever.com/ ve “HAÇİN” kitabı
    

Hiç yorum yok: