4 Haziran 2011 Cumartesi

BİR MİSYONER İN KİN VE İNTİKAM DOLU KİTABI

    Saygıdeğer DR. Nejat Yaycıoğlu’nun tarihe ışık tutan bir yol hikayesi.    -Amerikalı Rahibe öğretmen Rosa Lambert’in yazdığı kitapta Türklere kin kusmasına tepkiler beraberinde sorgulamayı getirdi.  
   -Haçin olaylarının çarpıtılmasında Ermeni Patrikhanesi yardımcı oldu.
Misyoner Öğretmenler Geliyor 
     Adı  geçen misyonerin adı Rosa Lambert.  Amerika’nın İndiana kentindeki Evangelik Kilisesi’nin rahibesi olarak kutsal bir görev için “Orient” olarak isimlendirilen Osmanlı ülkesine gönderildi. Orada zulme uğrayan sıkıntılar içinde yaşayan fakir ve yoksul insanlara bir ışık ve bir umut olacaktı. Ülkesinden ayrılıp aylar süren gemi yolculuğu sonucu Anadolu’nun güney sahillerindeki Mersinden karaya adım attı. Kendisini Tarsus’taki Amerika misyoner heyetine bağlı görevliler karşıladı.  Adana’ya geldi. buradan ötesi Çukurova’nın kuzey doğusuna doğru uzayıp giden kervan yolunu izleyerek öncelikle Sis’e (Kozan) , daha sonra vadileri izleyerek  Haçin kasabasına yeni görev yerine ulaşacaktı.  Adana’dan ayrıldıktan sonra  Han deresi’ne geldi. Orada kaldığı gece içinde yolcuların dar odalarda kalmaları isli gaz  lambaları ile yatmalarındaki pislik ve rezilliği gördü.  Ve sonra kervanın peşine takılarak Genco Çavuş  Osmanlı zabtiyesinin güvencesinde önce Sis’e geldi. Yürüyüş esnasında portakal bahçeleri ve pamuk tarlalarının olağanüstü güzelliğine hayran kaldı.  Ve bundan sonra 3 gün içinde sarp engebeli vadileri izleyerak harabeyi andıran han odalarında konaklayarak Haçin kasabasına geldi. Kendi ifadesi ile 3.000’i aşkın ev ve 20 bin nüfusu barındıran Haçin kasabası Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı bir yerdi. Burada “zavallı Ermeniler” için kol kanat gerecek onları hayata hazırlayacak bir kutsal  misyonun (görevin) heyecanını hissetti. Kendisinden yıllar önce (1880’lerde) Haçin kasabasının  içinden geçen Kirkot suyu kıyısında ve dağ yamacında kurulan Amerikan Kolejinde görevine başladı.  Amerikan Koleji içinde yetimler okulu,sağlık merkezi, kütüphane, derslikler,laboratuarlar vardı.
 Deve Kervanı Haçin'de
   Haçin’deki  Amerikan misyoner  okulunda geçen görev yılları esnasında öncelikle Ermeni ailelerin yetim ve yoksul çocuklarının yetişmesi için çaba harcadı. Ameri sevgisi, Amerikalı olmanın kültürel ve sosyal değerleri… Ermenilerin milli mezhebi Gregoryenlik olmasına rağmen, onların Protestanlığı ve Evangelik mezhebini benimsemeleri için eğitim proğramlarını hazırladı.  Bu çalışmaları yaparken  Adana’daki Amerikan konsolosluğu, İstanbul’daki elçilik ve daha da önemlisi her türlü maddi desteği aldığı Amerika’daki “Board Heyeti”nin istek ve amaçları doğrultusunda çalıştı. Görünüşteki mesleği öğretmenlik olsa da onun asıl görevi “rahibelik” idi. Müslümanların baskı ve zulmü altında inleyen “zavallı” Ermenilerin koruyucusu ve kollayıcısı olduğunun bilincindeydi.  Ve aradan yıllar geçti. Haçin’deki Amerikan Koleji’nin çalışmaları hızlındı. Ve Amerika kültürüyle,eğitimiyle,kendisine yandaş insanlarıyla  Kozandağlarındaki bir dağ kasabası Haçinde kök salıp gelişti. Özetle Haçin’de bir küçük Amerika ortaya çıktı.
 Haçin'de Yönetici Karşılayanlar
      14 Nisan günü Adana şehir merkezinde Türkler ve Ermeniler arasında kanlı çatışmalar yaşandı.  Olayları kışkırtan Ermeni asıllı Papaz Muşeg’e bağlı silahlı militanların kışkırtmasıyla başlayan olaylar önlenemedi. Türk ve Ermeni mahalleler arasındaki iç savaş günlerce devam etti. Olaylar Kozan Sancağı ve Haçin’e sıçrama tehlikesi gösterdi. Ama yöneticiler ve alınan askeri tedbirler sonucu birkaç münferit olay dışında kaynı bir savaş yaşanmadı.  Adana olayları sonrası İstanbul’daki Ermeni Kilisesi ve Batılı basın organlarında olaylarda 30 bin Ermeni’nin öldürüldüğü haberleri yer aldı. Ve bütün Hristiyan dünyasının dikkatleri Adana olaylarına çekildi.  Savaş ortamında Adana şehir merkezinde ölenler vardı ama bu rakamlar oldukça abartılı idi ve gerçeği yansıtmıyordu.  Olaylardan sonra Ermeni Kilisesi, Haçin’deki Rahibe Rose Lambert’ten hatıralarını yazmasını istedi. Yaşadıklarını ,hayal ve düşüncelerini kaleme alan Lambert’in hatıraları Amerika’da 1911 yılında  Haçin ve Ermeni Katliamları “ Hadjin and Armenian Massacres”  adıyla yayınlandı.  Yayınlandı
Kitabın önsözüne İstanbul’daki Ermeni Patrik Turyan aşağıdaki övgü dolu sözleri yazdı:
 
    
     Asil Miss Rose Lambert, sizi  takdis ediyor ve selamlıyorum.       O vahşi katliam günlerinde ,  yardıma muhtaç kişilere, ne   kadar gayretle yardım ettiğinizi ve onları rahata kavuşturduğunuzu , baş rahip Nersesten öğrendim.Faaliyetleriniz bende sonsuz  huzur duyguları uyandırmıştır.        Kendi sağlığınızı  tehlikeye sokmaktan çekinmeyerek, kederler  içindeki , binlerce bedbaht  kişinin acısını dindirdiniz.        Yılmak usanmak bilmeyen gayretlerinizden ve  iyilikseverliğinizden dolayı,, size, kalbi teşekkürlerimizi , ve minnetarlıklarımızı, arzetmek mecburiyetini hissediyoruz.         Sizin isminiz ve asaletiniz,  unutulmaz bir şekilde  yıllıklarımızda yerini alacaktır.         Benim dualarımla ,  Rabbimiz, sizi ve yuvanızı, sonsuza kadar takdis edecek,   mutlu kılacak ve   fakir ,  eza ve cefa çekenlere yardımlarınızın  devamı konusunda müessir (etkili) olacaktır.                                                                   Dualarımla                                                                                                                                                                                  ( imza)                                                                                                                 Elishia  Tourian                                                                                     İstanbul Ermeni 
     1911 yılında Newyork’ta yayınlanan ve kısa zamanda 1909 Adana olaylarından dolayı Hristiyan dünyasının dikkatini çeken geniş yankılar bulan kitabın son kısmına bir hikaye eklendi. Aslında hikaye katliama tanık olduğu ifade edilen ,  bir Ermeni kadınının anlatımına dayanıyordu. Gerçekle hiçbir ilgisi yoktu, ama kitabın içinde yer alması dolayısiyle bir düşünceyi yansıtması bakımından da önemliydi. Hristiyanlık Haçlı ruhunun inanan insanların bilinç altında Müslümanlara karşı nasıl kin ve intikam duyguları beslediğini yansıtması bakımından ibretlerle doluydu. Tarihin gündeminde belgelerinde yer almayan, yaşanmamış bir olay “bir yalan düşünce” ile dünya kamuoyu nasıl yanıltılabilirdi! İşte aradan geçen yıllar sonra 2007 yılı Ocak ayı başlarında Adanalı Dr. Nejat Yaycıoğlu’nun çevirisini yaptığı Lambert’in kitabındaki kısmı sunuyorum:

Hiç yorum yok: