4 Haziran 2011 Cumartesi

FRANSIZ SEYYAH LANGLOİS’İN ÇUKUROVA’YA GELİŞİ …

-Fransız Doğubilimci (Orientalist) Victor Langlois, 1850’li yılların başlarında Çukurova’ya geldi. Ve araştırmalarını “Kilikya’ya Seyahat” adını verdiği kitabında yayınladı.
  -Langlois, Fransa’nın Çukurova’daki çıkarlarını araştırmak ve Kilikya Ermeni krallığı dönemine ait tarihsel kültürünü uyandırmak için çalışmıştı.
   -Langlois, yanında bulunan Gravürcüye Anavarza’da yaşayanlar  ve Türkmenlerin  Sis şehrine girişlerini konu edinen tabloyu da çizdirdi. Kozan tarihine kıymetli görsel belgeler kazandırdı. 
    -Langlois ,Fransız emperyalizminin Çukurova’ya yönelmesini sağlayan öncü olarak da kabul edilir.
    Fransız Orientalist ve araştırmacı Victor Langlois, Fransa devletinin Kilikya’daki (Adana) çıkarlarını araştırmak amacıyla 1851 yılında bölgeye geldi. Ve 1851/52 yıllarında Çukurova’nın önemli tarihi merkezlerini gezdi. Bölgenin soysal  ve ekonomik, sosyal (etnik) durumu hakkında ayrıntılı bilgiler elde etti.  Ve ülkesine döndükten yıllar sonra araştırmaları  Kilikya’ya Seyahat “Voyage Dans L’Cilice,Paris-1863) yayınlandı.  Langlois’in kitabında dikkati çeken en önemli özellik Adana vilayetinin sosyal durumunu resmi rakamlar da vererek araştırırken önemli kent merkezlerinin o zamanki görüntülerini yanında bulunan gravür ustalarına çizdirmiş olmasıdır.  Anavarza kalesi’ne gelmiş, kalenin eteğinde aşiretlerin at sırtında görüntüleri ile birlikte su kemerleri, sur duvarları ve arka planda kalenin görüntüsüne yer verilmiştir. Anavarza antik kendi o yıllarda çalılıklar dikenler  arasında harabe bir haldeydi.  Avşarlar başta olmak üzere diğer Yörük ve Türkmen aşiretler kış mevsiminde Anavarza eteklerinde çadırlarını kuruyordu. Kozan ovasında yaşayan Lek, Kırıntılı, Hacılar aşiretleri  ile Bozdoğan, Karalar aşiretleri de Anavarza yakınlarına geliyordu.
    Langlois, Sis’de (Kozan)  dağ eteğinde bulunan Ermeni manastırını da ziyaret etti. Ermeni din adamları ile görüştü.  Ve  Türkmen aşiretlerinin Sis şehrine girişlerinin gravürünü çizdirdi. Langlois’in kitabında yer alan Sis şehir gravürü, 19. Yüzyıl ortalarındaki sis şehrini en güzel anlatan özelliklere sahiptir. Sis kalesi ve taş evlerin yoğunlukta bulunduğu şehir merkezinde minaresi yükselen bir cami de görülmektedir.  Kozan tarihini araştıran ve yazan bilim adamları Langlois’in kitabını ana başvuru kaynağı olarak görmüşlerdir.  Langlois’in Çukurova’ya geldiği yıllarda bölgenin sosyal ve ekonomik durumu içler acısıdır. Çukurova bir baştan bir başa aşiretler, valiler ve derebeyler kavgası ile harap olmuştur. Osmanlı yönetimi bölgeyi eşkıya ve hırsız yatağı olarak görmektedir. Adana Valileri kanalıyla yörede reformlar yapılamadığı içinde asker ve vergi alma kaynakları kurumuştur. Cinayet işleyenler bile yakalanamaz hale gelmiştir.  Örneğin 1844 yılında Maraşlı Osman Paşa, Kadirli’nin Savrun suyu kıyısında Avşar aşireti tarafından vurularak öldürülmüş, suçluların yakalanması ve cezalandırılması mümkün olamamıştır. Çünkü olaya karışanlar Sunbas suyu kıyısındaki Gökvelioğulları derebeylerine sığınmışlardı.  Kozan yöresindeki Kozanoğulları da  bölgenin dış dünya ile kapalı kalmasına sebep olmuşlardı.
    LANGLOİS’İN GİZLİ AMAÇLARI
    Langlois’in Adana’ya gelmesi ve bölgeyi dolaşması sonrası bilimsel yayınlarında bölge ismini “Kilikya” olarak değiştirmesi  ortaçağ’da yörede kurulan (1080-1375 yılları arası)  Kilikya Ermenistanı veya Küçük Ermenistanı çağrıştırmaktadır. Nitekim Langlois, Kilikya tarihi ile ilgili bulduğu latince, Arapça, Ermenice belgeleri  “ Le Tresor Des Chartes D’armenie ou Cartulaire…”  adıyla yayınlamıştır. Bu kitabının baskı ve dağıtım işlerini Fransa destekli Saint Lazary ermeni manastırı üzerine almıştır.
    Langlois’in kendi durumunu yansıtan gravüründe de gözlük takmış görüntüsü ve göğüs kısmına yerleştirdiği yeleği üzerinde haç ve hilal yan yanadır. Burada Langlois, Hristiyan batı adına hilal ülkesi Osmanlıyı birleştirmektedir. Ama Langlois’in asıl amacının da  bölgede kontrolünü kaybeden Adana vilayetinde zengin tarım arazilerini ilerde Fransa’nın kontrol etmesi ile ilgilidir. Bir bakıma çalışmaları ve kitapları Fransa’nın dikkatini Çukurova’ya çekmiştir.  Osmanlı’ya bağlı Mısır’ı İngilizlere kaptıran Fransa için zengin toprakları ile Çukurova cazip hale gelmiştir.
  
     
    TÜRKMENLERİN SİS /KOZANA GİRİŞ OLAYI
     Tarihi Sis (Kozan) şehrinin  ilk kuruluşu hakkında fazla bilgi yoktur. Sis kalesinin yapım tarihi Asurlular devrine kadar götürülmektedir. Ancak Sis’in kuruluş ve gelişmesi Kilikya Kralları devrin olmuş, Romalılar zamanında ise  Anavarza’nın gölgesinde kalmıştır. Türklerin Sis yöresine gelişi Abbasiler zamanındadır (MS 750 ve sonrası). Horasan’dan Çukurova’ya getirilen Türkler Anavarza ve Sis şehirlerine yerleşerek Bizans’a karşı sınır bölgesi olan bölgeyi korumuşlardır.  Kilikya ermeni Krallığı zamanında yeniden siyasi olarak ön plana çıkan sis şehrinin bu durumu 1375 yılında Memluk Türklerinin bölgeyi ele geçirmesine kadar devam etmiştir.  Bundan sonra öncelikle Avşarlar ve beraberinde Kavurgalı, Savcı Hacılı, Kavurgalı, Farsak Türkmenlerine bağlı obalar bölgenin Türkleşmesini sağlamışlardır.  Osmanlı zamanında Sis Sancağı olarak varlığını sürdüren bölgede 1600-1865 yılları arası  ova köyleri haritadan silinmiş,  derebeyler, aşiretler bölgeye hakim olmuşlardır.  İşte bir baştan bir başa aşiretlerin at oynağı, kavga-döğüş yeri olan Çukurova’da Sis şehrini ve Türkmenlerin şehre girişini gravür tarzında panaromik tablosunun çizilmesini sağlayan Langlois, tarihe kıymetli bir belge bırakmıştır.  Bölgenin Türkleşmesini sağlayan Türkmenlerin torunlarının 1850’li yıllardaki bölgedeki yaşantıları Langlois’in çalışmasıyla kalıcı olmuştur. Günümüzde bile Kozan ile ilgili kitap ve dergi makale yayınlayanların ilk tercihi Langlois’in “Kilikya’ya Seyahat” kitabında yer alan Türkmenlerin Sis’e Girişi tablosudur. Bu çizimden dolayı Langlois’e teşekkür etmek gerekir.
     Ayrıntılar:www.cezmiyurtsever.com’dadır

Hiç yorum yok: