4 Haziran 2011 Cumartesi

KOZAN TARİHİNİN PERDE ARKASINDA GÖRÜLENLER

 -Kozan’da 1375-1920yları arasında Türkler ve Ermeniler birlikte yaşadılar.
 -Kozan’dan ayrılarak Beyrut’a yerleşen  Kilikyalı Ermeniler  Türkiyeye karşı soykırım propogandası ve terör hareketlerini yönettiler.
  -Adana ve Kozan tarihi ile ilgili çok sayıda belge Beyrut’taki Kilikya Arşivinde bulunuyor.
  -Kozan Tarihi kitabında Kilikya Ermeni kilisesi arşivinden çok sayıda belge bulunarak gizli olaylar aydınlatılıyor.


    1973 yılında ABD’nin San Fransisko Eyaletindeki Baltimore Otelinde İki Türk diplomat Mehmet Baydar ve Bahadır Demir, 77 yaşındaki Ermeni Mıgırdıç Yanıkyan’ın kurşunlarına hedef olarak öldürüldü.  Yanıkyan olaydan sonra gazeteleri verdiği demeçte: “Sizler bu mektubu okuduğunuz zaman ben yeni bir savaş tarzını tatbike koyuyorum. Önden gidiyorum, bütün Ermeniler peşimden gelsin. Bunu yapacaklarına eminim. Çağımız gösteriyor ki, artık netice almanın tek yolu şiddet hareketlerinden geçiyor. Ermeniler’in uzun uykularından uyanmalarının ve kaba Türkler’den (!) onların anlayacağı dille konuşarak haklarını almalarının vakti geldi. Türk hükümeti ile bu dünyada hiçbir millet münasebet kurmamalı. Türk hükümetinin temsilcisi sıfatıyla dünyanın herhangi bir yerinde ortaya çıkan bütün kişiler yok edilmeli” açıklamasını yaptı.
      Arşiv araştırmaları sonucu 1919 yılında  Fransız işgal güçleri Adana’da iken Vali Konağında Kemal adındaki bir şifre memuru Ermeni terörist tarafından öldürülmüştü. Fransız yönetiminin yakalayarak ceza vermediği Ermeni’nin adı Mıgırdıç Yanıkyan idi. Aradan gelen yıllar sonra 1973 yılında Türk diplomatlarına karşı silahlı saldırıyı da o başlatmıştı. Ve gelişme kısa süre sonra ASALA örgütünün kurulması ve dünyanın her yerinde Türk diplomatlarına suikastler yapılmasıyla sürdü gitti. ASALA’ın merkezi Beyrut idi. Kilikyalı )Adana kökenli) Ermeni ailelerin III. Nesil gençlerini Türk düşmanlığı ile yetiştirerek ASALA örgütünü kurmuşlardı.  Asala, silahlı eylemlerini 1984 yılına kadar sürdürdü. PKK’nn kurulması ile birlikte eylemlerine ara verdi.
     Beyrut’taki Kilisenin Başpapazlığı görevine 1976 yılında Karekin adındaki din adamı geçti.  Karekin, Kilikya Kilisesinin davasını aşağıdaki konularda belirleyen yeni durumu güçlendirmeye çalıştı:
    -Beyrut’taki Kilikya Kilisesi Ortadoğu, Avrupa ve Amerika’daki Ermeni kiliselerinin dini merkezidir.
    -1915 olaylarının Soykırım olarak tanınması için çalışmalarını sürdürür. Ermeni Diasporası ile işbirliği yapar.
     -Kilikya Kilisesi Lübnan’da dini ve siyasi çalışmaların merkezi olma görevini sürdürür.
   Kilikyalı Başbapaz Karekin, 1991 yılında Ermenistan’ın Sovyetlerden bağımsız olması ile birlikte Erivan’a geldi. Ve Eçmiyadzin Ermeni Ana kilisesinin başına geçti.
     Bu arada 1980 ve 90’lı yılarda Batılı ülkelerde Ermeni soykırımını kabul eden Parlamento kararları alınmaya başlandı. 2001 yılında “Fransa Parlamentosu 1915 Soykırımını inkar edenlere ceza verilmesi gerektiği” yasasını kabul etti.
    20. yüzyıl sonlarında Türkiye’nin en önemli sorunları arasında Ermeni Diasporasının yürüttüğü 1915 Olaylarını Soykırım olarak kabul ettirme ve Türkiye’nin özür dilemesini isteyerek bunun karşılığı Lozan anlaşması dahil Ermeni sorununun yeni şartlarda görüşülmesini sağlama, tazminat ve toprak taleplerini kabul ettirme idi.
    Ermenistan 1990’lı yıların başlarında Rus askeri desteğini arkasını alarak Azerbaycan’ın Karabağ bölgesi ile birlikte %-20’yi bulan topraklarını işgal etti.  1 milyon civarında Azeri Türkü toprakların terk ederek mülteci durumuna düştü. Yıllardır vatan topraklarını kaybetmenin derin sıkıntılarını yaşıyorlar.
    Kozanlı Türk Tarihçisi Yusuf Halaçoğlu, Ermeni Soykırım görüşlerini kabul etmediği için İsviçre mahkemesi tarafından cezalandırıldı. Türk tarihçisi Cezmi YURTSEVER, 2001 yılında Adana Adliyesinde Lübnan uyruklu Kevork Haceryan’ın açmış olduğu Tapu Tespit davasının kısa sürede sonuçlandırılmasına itiraz etti. Mahkeme kararını eleştirdi.  Saldırılara uğradı, tazminat cezasına çarptırıldı.
    Ve aradan yıllar geçti. Ermeni Diasporası , Beyrut’taki Kilikya Kilisesi ve Ermenistan’ın “1915 OLAYLARINI SOYKIRIM OLARAK KABUL ETTİRME” propoganda çalışmaları  sürdü gitti. Türkiye’nin 21. yüzyıla girerken önündeki en büyük sorunların başında tarihten kaynaklanan Ermeni davası kaynaklı soykırım dayatmaları idi.  Çukurova coğrafyasında Kilikya ve Sis’te yaşanan yüzyılların hatırası Türk-Ermeni ilişkilerinin hatırasını ve davasını yaşatan ve de savunduğunu iddia eden Beyrut’taki Kilikya Kilisesinin çalışmaları artarak günümüze kadar geldi.

Hiç yorum yok: