4 Haziran 2011 Cumartesi

HAÇİN’DE DAĞLAR GİBİ YIĞILAN SİLAHLAR

 -Tarihi olayların tanığı Mehmet Baykal, Osmanlının son döneminde ve1915 yılında Ermenilerden ele geçirilen silahların Hükümet binası önünde dağlar gibi yığıldığını açıkladı.
 -Ermenilerden yakalanan silahlar ile ilgili olarak tarihi fotoğraf ve belgeler de bulundu.
 -Haçin’de Amerikalılar’ın da Kız Koleji açtıkları bilgileri elde edildi.

Mehmet Baykal'dan, "1915 Tehciri" esnasında Haçin Ermenileri'nin neler yaptıklarını anlatmasını istedik... Ve O, 1915 olaylarını şöyle anlattı: -"Tehcir esnasında buraya (Haçin'e) Galip Bey emrinde hücum taburu geldi. Amerikalılar'ın yazlık binalarının olduğu "kale sekisine" (Saimbeyli'nin güneyindedir) karargâhını kurdu. Zeytin ve Haçin'den iki Ermeni (ihanetleri'nin yüzünden) manastırın orada kurşuna dizildi. Ermeni Santur'un oğlu casusluk yaptı. Ermeniler'in silâh ve cephanelerinin olduğu yerleri söyledi. Ve Ermeniler, ellerinde bulunan silâhları teslim etmeye başladılar. Mağaralardaki bombalar ve silâhlar, cephaneler ortaya çıktı. Ermeniler'in getirdiği silâhlar hükümet binasının önünde "DAĞLAR GİBİ YIĞILDI"...

Ermeniler, tehcire gitti. At, eşek ne buldularsa bir kısım eşyalarını da ala­rak gittiler. Giderken Ermeniler'e bir şey yapılmadı."...

Mehmet Baykal'ın Haçin'de 1915 yılında ele geçen Ermeni silâhları ile il­gili verdiği bilgiler, zamanında Osmanlı Hükümeti tarafından fotoğraflarla da tespit edilmişti. Gerçekten bahsi geçen fotoğraflarda, Haçin Hükümet Konağı önünde çok sayıda silâhın yayıldığı görülüyordu...

i - KALEKİLİSEDEYİZ...

Akşam üzeri, daha güneş batmadan Saimbeyli'nin orta yerindeki tepenin üzerinde yükselen Kalekilise'ye geldik... İlk bakışta insana "hüzün veren" görü­nüşü ile Kalekilise yaşlanmış son anlarını yaşayan, ayakta durmaya çalışan tari­hî bir bina durumunda idi. Adı üstünde Kalekilise denilmesine rağmen, kilise­den eser yok... Sadece tepe üzerindeki taş kesilmiş, döşenmiş bir arabanın sığa­bileceği dar bir yoldan Kalekilise'ye varılıyor... Kalekilise'nin büyük kapısının sol tarafındaki duvar üzerinde belli ki "top kurşunu" iz bırakmış... Açıkça görü­lüyor...

Kalekilise'nin altında tarihî bir binanın ayakta durmaya çalışan duvarları var... Mehmet Baykal'a göre bu duvarlar Ermeniler'in "Marhasahâne" olarak kullandıkları yedi katlı binaya ait...

Kalekilise'nin iç kısmında "su depo edilen" sarnıç görevi yapan bir çukur havuzun varlığı dikkati çekiyor... Kalekilise'nin doğu, güney ve batı tarafları adeta bir uçurum gibi... İnsan aşağılara baktığında 40-50 metreyi bulan uçu­rumlardan bir an için "ayağının kaydığını" düşünse ne hale geleceğini tahmin etmesi zor değil... Kalekilise'nin güney eteğine doğru "lahit çukurları" özelliği­ni yansıtan yerler var... Mehmet Baykal'a göre bu çukurlar parası olan zengin Ermeni papazlarının mezarları...

Mehmet Baykal, Kalekilise hakkında bilgiler vermeye başladı: -"Burası (Kalekilise) Romalılar zamanında yapılmış... Ermeniler gelince üzerine bir kili­se yapmışlar. O yüzden KALEKİLİSE ismini almış. Haçin muharebesi esnasın­da burası "işkence merkezi" olarak kullanıldı. Çok insan öldü burada... Çok in­san... Gelinleri oynattılar... Demir tırmıklarla insan vücudu tarandı... (Kalekilise'den] aşağı atılanlar "pestil gibi" oldular... Allah başa vermesin!... Zor... zor, anlatmak çok zor...
İşte şurası (batı taraftaki harabe halindeki duvarları göstererek) MAR­HASAHÂNE... Yedi katlı idi. Birinci katı zemin olarak kullanılırdı... İkinci katı "müsamere salonu" idi. Burada Ermeniler tebit'ten (Tehcirden) döndükten sonra tiyatro temsilleri verdiler. Araplar'ın kendilerine yaptığı zulümleri anlatı­yorlardı. Üç, dört ve beşinci katlar ise okul olarak kullanılıyordu...

Ermeniler gidince Muallim Zahit Hoca, bizleri bu binaya (Marhasahâne-ye) getirdi. Rüşdiye'yi ben burada bitirdim. (Mehmet Baykal'ın Marhasahâne'de Rüşdiye'yi okuması 1917 (1333) yılıdır).
Daha aşağıda şu gördüğünüz boşluğun olduğu yerde Hükümet binası var­dı. (Eliyle bugünkü Belediye Dairesi'nin olduğu yeri gösterdi)... Müslümanların bir kısmı oraya kondu. Bir kısmı da hemen yandaki Protestan mektebine... İler­deki Taşköprü'dür... Feke'den Saimbeyli'ye oradan girilirdi...

Haçin'deki (Müslümanların) öldürülmesinden sonra Kalekilise'nin aşağı eteklerindeki mağaralardan hep Müslüman cesetleri çıktı. Üst taraftaki mağaralarda Müslümanlar bir ipe dizili halde öldürülmüşler... Onların cesetlerini "ipe dizili" halde bulduk...

Hiç yorum yok: