4 Haziran 2011 Cumartesi

SİS ERMENİLERİ KENDİ KRALLARINA İHANET ETTİ!

   -Kilikya bölgesinin soan Ermeni kralı V. Leon’un tahta oturmasından kısa süre sonra Mısır’dan gelen memluk Türk ordusu şehri kuşattı.
   -Kral V. Leon, kendisini korumak üzere sarp ve engebeli yerdeki Kale’ye çekildi.
   -Sis şehir merkezindeki Ermeniler, kendilerini savunacakları yerde teslim olmayı düşündüler
   
                                          Ermeni kral ailesi
                                         Ermeni kraliyet sarayının son kalıntıları-Kozan
  Baron Oşin’in oğlu Aşot ve Konstantin III’ün karısının kardeşi Kahire’de mülteci olarak bulunmaktadır. Kraliyet tacını giymek Aşot’un hakkı olduğunu iddia etmektedirler. Aşot’un Memluklu ordusunun başında Sis’e gelmesini , Ermeni mülkünü devralmasını önerenler vardır. Bu görüşü fikir adamı Papaz Cahen Dardel ileri sürmüştür. Ancak bu konuda bütün araştırıcılar hem fikir değildir.

     Sis’te Krala İhanet
     Memlukluların bir kolu olan Türkmenlerin başkanlarından Ebubekir, Kahire’de Melik Eşref Şaban’dan Ermenileri şehri kuşatarak aç bırakmak kıtlık husule getirmek için emir alır. Başkentin içinde Leon’un düşmanları vardır ve gayet gizli yer altı çalışmaları yaparak şehrin Memluklulara teslim edilmesini istemektedirler. Kral halkı kaleye ve şehrin yukarı kısmına toplayarak, bu ihanetten halkını haberdar eder. Halkından bu tehlike karşısında uyanık durmalarını ve hainleri ihbar etmelerini ister.
     Şehrin ve kalenin çok iyi tahkim edilmiş olduğunu anlar. Şehrin alt kısımlarının uzun süre dayanamayacağını söyler. Fakat kale surlarının çevrelediği  alanın oldukça geniş olduğunu bütün şehir halkını içine alabileceğini, kraliyet sarayının duvarlarının çok kalın olduğunu ve halkın da yeterli şekilde savunulabileceğini anlatarak onlara cesaret ve güven verir.  Dardel’in anlattıklarına göre St. Sophia kilisesi de korunabilecek alanın içindedir.  Çok sarp ve intizamsız kayalar üzerine inşa edilmiş olduğu için surlar ve kale  duvarları intizamsızdır. Ve her yerde aynı yükseklikte değildir.  Bu düzensizlikler kalenin tabi olarak üç bölüme ayrılmasına neden olmuştur. Her bölümünün yanı başında dayanıklı surların her iki uçlarında kuleler ve tabyalar bulunmaktadır. Yer altı mahzenler  ve sığınaklar vardır.  Bunlar yer altı tünelleri ile birbirlerine bağlıdır.  Güneyde zindanın  bulunduğu yer ise, daha mükemmel tahkim edilmiştir. Bu sebeple daha korunaklıdır.

     Başkentin alt Kısımları İşgal ve Yağma Ediliyor
     15 Ocak 1375’de Ebubekir, 10.000 askeri ile şehrin alt kısımlarını işgal etti. Yağma edilmesine izin verildi. Şehrin yukarı kısmına ve kaleye giremediler. Halkın Latinlere karşı olan bölümü şehrin Memluklulara teslimiyetini uygun buluyordu. Böyle yapılırsa kendileri daha huzurlu olabileceklerdi. Bunu isteyenlerden birisi de Katholikos’un kendisi idi. Müslüman bir Hükümdarın daha fazla adalet ve huzur getirebileceğine inanıyordu.

     Şehrin Üst Kısımları Boşaltılıyor
     Vatan hainlerinin ileri sürdükleri fikir doğrultusunda Halep Valisi Seyfettin Işık-Temur, şehri kuşatan Türkmenlere destek vermek üzere 15.000 asker gönderdi. 24 Şubat günü Memluklular Sis kalesinin surlarına doğru ilerlemeye başladı. 30.000’den fazla düşman askeri kaleyi kuşattı. Leon, şehrin yaşlılarını ve kumandanları topladı.Hristiyanlık dinine  sadık kalacaklarına ve Hz. İsa’nın uğrunda can vermeye hazır olduklarına dair İncil üzerine el basarak hep beraber yemin ettiler.

     Kral Yaralanıyor
     Ertesi gün Türkler saldırıya geçti. Sarp kayaların üzerine oturtulmuş olan kaleye yaklaşabilecek en uygun yer  kalenin doğudaki büyük giriş kapısı önündeki kayalık düzlük idi. Kale içindekiler güçlü bir savunma yaptılar. Kralın elinde zemberekli bir yay vardı. Bir metal parçası (muhtemelen bir ok veya mızrak başı)çenesine çarptı. Çenesi kırıldı. Üç tane de dişi döküldü. Yarasının sarılması için çarpışma sahasının gerisine  çekildi. Bu esnada savunmadakiler hayli hırpalanmış idiler ve geri çekilmekteydiler

Bu araştırma Kürkciyan tarafından gerçekleştirilmiş, yayınlanmış ve Türkçeye de Dr. Nejat Yaycıoğlu tarafından çevrilmiştir.

Hiç yorum yok: