4 Haziran 2011 Cumartesi

TALAT PAŞA ERMENİ İSYANLARINI AÇIKLIYOR

-Osmanlı İçişleri Bakanı ve daha sonra Sadrazamı (Başbakan) olan Talat Paşa, 1915Ermeni tehcirinden sorumlu tutulmuştur.
-Talat Paşa, Ermenilerin neden isyan ettiklerini,gelişmeler ve sonuçlarını hatıralar kitabında yayınlamıştır.


          Osmanlı bürokrasisinde alt dereceli bir posta memuru iken ittihat ve Terakki Cemiyeti içinde hızla yükselerek 1908 ikinci meşrutiyet olayından  sonra hızla yükselerek yönetimi eline alan tarihi olaylara karar ve yön veren bir kişinin ibretlik sözleridir.
Talat Paşa’nın hatıra kitabında yer alan satırlar  tarihin de konuşmasıdır.
Ermeniler’in durumunu “vatanın bütün çıkarlarından istifade eden bu halk onun (Türklerin) kaderlerine ve yüklerine asla katılmıyordu. Memleketin gerek saadetinden ve gerekli ızdıraplarından daima menfaatlar temin ediyorlardı.  Vatan için hiçbir harbe iştirak etmediler ve bu uğurda bir damla kan bile dökmediler. Bilakis harp zamanlarında  ticaretlerini devam ettiriyor ve taahhüt işlerine girişiyorlar, çok para kazanıyor ve iyi ve kötü günlerde rahat ve huzur içinde yaşıyorlardı. Bu lütuflara teşekkür olarak şimdi çoğunluğu teşkil eden (Türk) nüfusu kovmak ve istiklallerini temin üzere Osmanlı vatanının bir parçasını koparmak istiyorlar” sözleriyle açıklıyor.
 Ermeni Taşnak örgütün Şam şubesine  gönderilen 1914 tarihli mektubu ele geçirilmişti.  Mektup ta yazılanlar ise düşündürücü idi: “Ruslar hududu geçip Osmanlı orduları geri çekilmeye başladığı zaman, mevcut vasıtalardan istifade edilmek suretiyle her tarafta umumi bir isyan yapılmalıdır.Osmanlı ordusu bu suretle iki ateş arasına alınmış olacaktır.Bütün resmi binalar uçurulacak, hükümet içerde işgal edilecek ve Alman nakliyatına hücum edilecektir. Bunun üzerine Osmanlı ordusu ilerlediği takdirde, Ermeni askerler silahları ile birlikte  kıtalarını terk edecekler, çete teşkil edip Ruslarla birleşeceklerdir”…
     “…Ben Taşnak Komitesinin tanınmış azalarına ve bilhassa Erzurum mebusu dostum Varteks efendiye hükümetin kararlarından haberdar olduğunu  ve Ermeniler bu çeşit uygulamalara giriştikleri takdirde şiddetli tedbirlerle karşılaşacaklarını bildirdim… Seferberlik  üzerine silaha çağrılmış olan Ermenilerin bir kısmı hudut haricine, diğer bir kısmı ise silahlarıyla memleketin iç taraflarına kaçtı. Ve oralarda tek tük çatışmalar dahi oldu. Başkumandan Enver Paşa, Ermeni Patriğini davet ederek kendisine Türkiye’nin bu harpte Ermeni vatandaşlarından sadakat beklerken silahlarıyla birlikte taşraya kaçmış olan Ermenilerin köylere hücum edip memurları öldürdüklerini resmi raporlardan açık olarak anlaşılmakta olduğunu bildirdi. Ve bundan sonra Patrike iyi nasihatlarda bulunmasını tavsiye etti. Enver Paşa, bundan başka Patrike gayet açık bir şekilde, bu isyan  hareketi  yaygınlaştığı takdirde  askeri hükümetin en sert tedbirleri almak zorunda kalacağını da söyledi…
   Ermeni komiteleri Patrikliğe Türkiye’nin Rusya’ya harp ilan etmesi halinde nasıl hareket etmesi  gerekeceğini daha önceden bildirmiş olduklarından bu tavsiyeler hiçbir sonuç vermedi. Derhal harbin başlamasından sonra Muş, Bitlis ve Van vilayetlerinde Ermeniler tarafından tahrik edilen isyanlar başladı…

    VAN’DA MÜSLÜMAN KADINLAR VE KIZLAR UMUMHANESİ (GENELEVİ) KURULDU

   Bunun üzerine askeri genel karargahta “Ermenilerin tehciri” hakkında bir kanun hazırlanarak  Bakanlar Kurulu’na sunuldu. Ben bu kanunun tamamiyle uygulanmasının karşısında idim. Jandarmalar tamamen,polisler ise kısmen ordu hizmetine alınmış ve yerlerine milisler konmuştu. Tehcirin bu vasıtalarla yapılması yapılması halinde  çok çirkin neticeler elde edileceğini biliyordum. Geleceği düşünerek bu kanunun uygulanmamasında ısrar ettim. Ve yürürlüğe geciktirmede başarılı oldum…
    Bir süre sonra Van, Ruslar veya daha doğrusu Ermeni gönüllü çeteleri tarafından  işgal edildi. Bu çetelerin Taşnak komitesinin Osmanlı  Bakanlar Kurulunda  da milletvekili bulunan iki reisi Pastırmacıyan ve Papazyan emri altında oldukları sonradan öğrenildi.Canlarını kurtarmayı başaran bazı kimselerin verdikleri bilgilerden Van’ın işgali sırasında kaçamamış olan İslam halkın öldürüldükleri , kadınların şerefleriyle oynandığı ve birçok genç evli kadın ve kızların evlerde toplattırılarak  bu evlere umumhane (genelev) nazarıyla bakıldığı anlaşılıyor…
      Ordu idaresi yeniden tehcir kanununun uygulanmasında ısrar etti…Bu kanun ordu ve kolordu kumandanlarına isyan eden halkı münferiden veya toplu halde başka bölgelere sevk etmek yetkilerini veriyordu…Tehcire öncelikle Erzurum’da başlandı. Erzurum Valisi Tahsin Bey, İçişleri Bakanlığı’na sevkiyat esnasında Ermenilerin Kürtlerin saldırılarına uğramış olduklarını bildirdi.Valiyi telgraf başına çağırarak  yardım için orduya başvurmasını ve saldırganların da  şiddetle cezalandırılmasını emrettim. Gerçekten ordu kumandanlığı bir tabur asker gönderdi ve ele geçirilebilenler kurşuna dizilmek suretiyle cezalandırıldılar…

Not:Ayrıntılar: http://www.cezmiyurtsever.com/ dadır.
   

Hiç yorum yok: