31 Mayıs 2011 Salı

TARİHÇİ YUSUF DELİKOCA ÇUKUROVA STRATİJİNİN BAŞKANI OLDU

TARİHÇİ YUSUF DELİKOCA , çUKUROVA STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİNDE GÖREV DEĞİŞİMİ SONRASI BAŞKAN OLDU.
-SAYIN DELİKOCA'YA YENİ GÖREVİNDE BAŞARILAR DİLERİZ.

51- ERMENİ DİASPORASI AĞRI DAĞI’NA “SİS” ADINI VERDİ

  -ERMENİLER TARİHİ Ermenistan kültürünün bir parçası olarak Büyük Ağrı dağına Misis, Küçük Ağrı dağına da Sis adını verdiler.
-Google-Earth arama motorundaki uydu görüntülü harita üzerinde Ağrı dağının ismi ARARAT olarak yansıdı.
-Ve Ermeni diasporası  Hazar denizinden Akdeniz’e kadar uzanan geniş bir alanda Büyük Ermenistan düşüncesini de canlandırma girişimlerini sürdürüyor.
    Ermenilerin’in  Türkiye ve Kafkasya’daki mevcut devletlerin  resmi coğrafya statüsünü ortadan kaldırarak  kendi siyasi amaçlarına uygun  yer isimlerini verme çalışmaları dünyanın en yaygın internet bilgi motoru Google-Earth’e de yansıdı.  Google-Earth’un  Kafkasların ve detaylı olarak da Ermenisten’ın uydu görüntüsü içinde Erivan yakınlarından çekilen  Ağrı dağları görüntülerine  kendi siyasi amaçlarına uygun olarak  Çukurova’nın antik kent isimleri olan  Sis, Misis (Masis) isimlerini verdiler.  Bilindiği üzere Sis ismi Türklerden önce özellikle Kilikya Ermeni Krallığı zamanını çağrıştıran Kozan şehrinin antik dönem ismidir. Masis veya Misis ise Çukurova’nın orta yerinde ve Ceyhan nehri kıyısındaki antik dönem kent ismidir.  Ermeniler Sis’i  Küçük Ağrı, Masis veya Misis’i de Büyük Ağrı Dağı’nın ismi olarak  kullanmaktadırlar.  Ermenilerin bu bakış açısı Google-Earth’e de fotoğrafik belge olarak yansıtılmıştır.   Ermenilerin tarihi ve siyasi görüşlerinin tesirinde kalan Google-Earth, dünya kamuoyunda  Hazar Denizinden-Çukurova ve Akdeniz’e kadar uzanan tarihi Ermenistan imajına da destek vermiş olmaktadır.  Çukurova’daki Ortaçağ’da Haçlı seferleri zamanında varlığını sürdüren (MS: 1080-1375)  Kilikya Ermeni Krallığı dönemine ait tarihi kaynaklarda sık sık kullanılan Sis ve Masis/Misis isimlerinin Ağrı dağlarına verilmiş olması Kafkasya’daki “coğrafyayı Ermeni tarihi yer isimlerine göre  değiştirme” düşüncesinin bir sonucudur. 
GOOGLE AĞRI DAĞININ DA İSMİNİ “ARARAT” OLARAK DEĞİŞTİRDİ
Google-Earth de yer alan Türkiye’nin Doğu Anadolu bölgesini gösteren ayrıntılı uydu görüntüsünde Büyük Ağrı dağının  ana adının Ermeni tarih ütopyası ve Hristiyan dünyasının benimsediği ARARAT olduğu görüşlerine yer vererek, Türkiye’nin devlet coğrafyası yer isimleri tercihinin dışına çıkılmıştır. Google’nin günümüz şartlarında Türkiye’nin coğrafya isimlerini Ermeni tarih görüşlerini ön plana çıkaracak şekilde  yer verme çalışması objektif bilimsel bakış değildir. 
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞINA ÇAĞRI
Türkiye’nin 1921 yılında Sovyetler ile imzaladığı Kafkaslar ve Ermenistan ile sınırlarını belirleyen  Kars anlaşmasını , Ermenistan resmen kabul etmemiştir. Ve Ermenistan kendi tarih tezine göre Ağrı dağı eteğinde Van gölü ve çevresini Büyük Ermenistan olarak görmektedir.  Bu gelişmelerin ışığı altında  Google-Earth’un Ağrı Dağı’nın resmi ismini ARARAT  olarak değiştirmesine karşı Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın resmi girişimde bulunması gerekir.  Sayın Dışişleri Bakanı Ali Babacan en kısa zamanda bu konuyu dikkate alarak gerekli girişimde bulunması gerekir.  

FOTOĞRAFIN ANLATMAK İSTEDİKLERİ

     Ermenilerin “Genel Yardım kuruluşu” olarak da bilinen AGBU’nun arşivinden çıkan Dörtyol fotoğrafları olayları yakından tanıyanlar için ilginç olduğu kadar da düşündürücü idi.   Dörtyol şehir yakınlarında kurulan Ermeni  Kelekian Yetimler Okulu’nun görüntüleri, eğitim gören öğrenciler ile yine aynı okulda Dörtyol’un düşman işgalinde bulunduğu zamana ait olan bir kare fotoğrafta anlatılmak istenenler vardı.  Okulun adı Kelekian Yetimler Okulu idi. 1909 yılında Adana’da yaşanan İğtişaş (İç savaş) olayından dolayı zarar gören yetim kalan Ermeni çocukların eğitimi için açılmıştı. Okula ismini veren Dikran Kelekian, aslen Kayserili olup, sonradan Fransa ve ABD’ye yerleşerek antika eserler satışından büyük paralar kazanan zengin bir Ermeni idi (1).  O’nun parasıyla açılan okulda Fransa’nın Adana’yı işgal günlerinde çekilen fotoğrafta izci kıyafeti giymiş genç Ermeniler arasında beyaz sakalları ile yaşlı bir din adamı görülüyor. Kilikya/Sis Ermeni Manastırı Başpapazı Sahak Efendi idi, fotoğraftaki din adamı.
     Fotoğrafın içinde yer alan görüntülerde Ermeni halkının kahraman ve büyük insan olarak  tanıdığı iki kişi vardı. Sağ taraftaki tabloda yer alan kişi ünlü Ermeni komitacısı Antranik Ozanyan, soldaki panodaki ise Mısır’daki Ermeni Yardım Kuruluşları başkanı Bogos Nubar Paşa’ya ait idi.  Ve yine fotoğrafın orta yerinde görülen tarihi görüntülerin yer aldığı tabloda ise Ermenilerin Ağrı dağı yöresindeki yaşantıları ve tarihi Ermenistan görüntüsü yer almıştı. 
    Fotoğraf karesinde yer alan görüntülerdeki kişilerin tarihi rolleri ise Osmanlı’nın çöküş döneminde yaşanan önemli olayların aktörlerinin sadece görüntülerinin yansıması idi. Tarihin arka planında olanlar ise sanki örtülmüş gibi idi.  Bu fotoğraf, Adana vilayetinden ona bağlı Dörtyol ilçesinde ilaveten Payas yöresinde Türk  varlığının ortadan kaldırıldığının bir kanıtı idi.
    Osmanlının son döneminde Mısır’a yerleşen Nubar adındaki zengin Ermeni  (1825-1899) Fransa’da siyasal bilimler eğitimi almış ülkesine döndüğünde devlet görevi alarak sonraki yıllarda üç kez Mısır’daki Hıdivlik hükümetlerinde Başbakanlık görevinde bulunmuştu. O’nun zamanında Süveyş Kanalının açılması ve İngilizlerin Mısır’daki ekonomik hayatı kontrolü gerçekleşmişti.  Ve Nubar, o günün şartlarında asker kökenli olmadığı halde “Paşa” ünvanını bile almıştı(2). O’nun ölümünden sonra oğlu Bogos Nubar, 1905 yılında  Ermeni Yardım Kuruluşları (AGBU) Başkanlığına getirilmişti.   Bogos Nubar, 1915 olayları esnasında tehcire uğrayan Ermenilere yardım yapılması çalışmalarını sürdürdü.  Ermeni gençlerin askeri eğitim alarak Fransız ordusunun yardımcı askeri birlikleri “Legion d’Orient” içinde işgal için Anadolu’ya gönderilmesi çalışmalarını yönetmişti. Çukurova’daki Ermeni Lejyonunun masum Türk sivillere karşı işlemiş olduğu kanlı katliamlar ve vahşetleri tanıklar ve tarihi belgeler açıklar.
    Fotoğrafın sol panosu içinde yer alan Antranik Ozanyan’ın  yaptıkları ise  insanı dehşeti düşürecek vahşet sahneleri ile doludur.  1865-1927 yılları arasında yaşayan Antranik, aslen Şebinkarahisarlıdır. Ermeni komitacıları içinde yer alarak  Sason isyanlarına katıldı. 1903 yılındaki Muş isyanına önderlik etti. Osmanlı/Türk askerlerinin öldürülmesi çalışmalarını yönetti. Ve Ermeni isyanını destekleyenlerin nazarında “Kahraman” ilan edildi.  Bulgaristan’a kaçtı. Çiftçilikle uğraştı.  Balkan isyanlarında Bulgar askerlerin yanında yer aldı.
     Antranik, 1915 yılı Nisan ve mayıs aylarında gündeme gelen Ermeni isyanları ve arkasından yaşanan “tehcir” (zorunlu göç ve iskan) esnasında Rus Ordusuna yardımcı olan Ermeni İntikam Alayı Kumandanı idi. Emrinde 30 bin civarında silahlı güç vardı. Rus ordusunun 1915 yılı nisan ayı ve sonrasında gerçekleştirdiği Erzurum-Van işgal harekatında emrindeki birliklerle yardımcı oldu. Ertesi 1916 yılında da Rus ordusuna karşı direniş gösteren Bitlis ve Van şehirlerinde toplu katliamlar yapılması şehirlerin yakılarak harabe edilmesine yardımcı oldu. 1918 yılı başlarında Erzurum’da askeri karargahı bulunan Antranik, emrinde bulunan intikam alayı elemanlarına  Rus ordusunun işgal ettiği Anadolu topraklarından çekilişi esnasında  Türk halkının topluca öldürülmesi emrini verdi. Özellikle Erzincan-Bayburt-Erzurum-Kars arasındaki binlerce mezra ve köy, şehir yakıldı yıkıldı harabeye döndü. Yüz binlerce insan hayatını kaybetti.  Kazım Karabekir emrindeki Türk askerleri karşısında tutunamayan Antranik Kafkasyaya kaçtı(3). Erivan merkezli Ermenistan devletinin kurulması için çalıştı.  Antranik ve ona bağlı askeri güçler, Anadolu tarihinde eşi görülmemiş vahşeti/soykırımı gerçekleştirmişlerdi.
     1919 yılı içinde Bogos Nubar, Ermenilerden meydana gelen bir heyet kurarak Paris’te Sevr anlaşmasını imzalama çalışmalarını yürüten komisyona bilgi ve belge veriyordu. Kafkaslarda sayıları 150 bini bulan Ermeni silahlı güçlerinin Rus ordusu ile işbirliği yaptığı, bir kısmının ise Mezepotomya’da İngiltere ordusuna yardımcı olduğunu…Anadolu’ya gelen Fransız ordusunun yardımcı unsurları olan Legion d’Orient’in hizmetlerinden bahsediyordu.
     Fotoğrafın içinde orta yerde yer alan Sis/Kilikya Ermeni Manastırında Başpapaz olarak görev yapan Ermeni din adamı Sahak Efendi ise 1915 tehcirini yaşamış, Fransız işgalci askerleri ile birlikte Çukurova’ya gelmişti…Özellikle Adana şehir merkezinde Abidinpaşa caddesi kıyısında bulunan tarihi Ermeni Protestan kilisesinde işgal günlerinde Türk sivil halkın katledilmesi de dahil pek çok olayı önleyici değil, kendine bağlı silahlı toplulukları teşvik etmişti.
    Fransa’nın Adana vilayetini işgal günlerinde Dörtyol’da çekilen bu fotoğrafın verdiği mesaj ise açıktı:”Burası Ermeni yurdudur. Türklere yaşama hakkı olamaz!”… Doğu Anadolu’na 1915 ve sonraki yıllarda yaşanan ve olaylar bittiğinde 520 bin Türk insanının hayatını kaybettiği belgelere yansıyan büyük facianın sorumlusu olan kişi “Kahraman” olarak gösterilir ve bir okulun giriş kapısına yerleştirilirse aynı düşünceyi paylaşan silahlı güçler(Ermeni komitacılar) ne yapmazdı ki!
     Özetle: Dörtyol’daki Kelekian Yetimler Okulunda çekilen fotoğrafın ayrıntılarında yer alan görüntüler tarihin yaşanmış acı hatıralarını yansıtıyordu…Ve bu fotoğraf yakın zamanda Ermeni AGBU Arşivlerinde bulunarak internet ortamında da yayınlandı.
Kaynaklar:
1.Dikran Kelekian, from Wikipedia, 2008-11-17
2.Nubar Pasha, from Wikipedia, 2008
3.Antranik Ozanyan, Wikipedia-2008

GEBEN KALESİNDE TESLİM ALINAN SON ERMENİ KRALI …

VI. LEON’UN HİKAYESİ

-Kilikya Ermeni Krallığının son hükümdarı VI. Leon, Sis/ Kozan savaşını kaybetti, Geben kalesine sığındı.

-VI. Leon, Geben kalesinde teslim alındı. Önce Mısır’a daha sonra İspanyaya gitti. Ve Fransa’da öldü.  Cesedini Paris yakınlarındaki hükümdarlar mezarlığına koydular. Lahit taşının üzerine de heykelini yaptılar.

-Ermeni Lobisi, Leon’un başında toplantılar yaparak Türkiyeye karşı çalışmalarını hızlandırma kararı aldı ve uygulamaya koydu.

Memluk ordusunun Sis(Kozan) şehrine yaklaşması ile birlikte alarm zilleri çaldı onun için.
Çukurova’nın bir ucunda kervan yollarının geçtiği yalçın bir tepe üzerindeki kale ve eteğinde sur içi yerde kurulu bulunan manastırı ve taş evleri ile Sis şehrinde yaşanan heyeacan dolu bir olayın hikayesidir anlatılmak istenen… Son Ermeni kralı VI. Leon, yönetimi altında bulundurduğu Sis kentinin savunmasını yapmak üzere bütün tedbirlerini aldı.  Ancak şehirdeki Venedikliler başta olmak üzere diğer hristiyan topluluklar savaşmaktansa şehrin Memluklulara teslimini tercih ettiler. VI. Leon, önce Sis’i kaybetti. Yakında bulunan dağlara doğru dolu dizgin kaçmaya, saklanmaya çalıştı.  Tarihler Nisan  1375’i gösteriyordu.
Kızgın bir şekilde ayrılmıştı Sis’ten. Kaçarak yerleştiği yer ise kervan yollarının geçit yerinde bulunan Geben kalesi idi.  Bir tepe üzerinde bulunan Geben’i savunması kolay oldu. Ancak çok geçmedi, Memluk/ Türk ordusu onu Geben’de de buldu. Kale kuşatıldı. Mancınıklarla gülleler atıldı. Sur duvarları tahrip edildi. Dikine yükselen tepeye doğru saldıran Türk askerler Geben kalesinin burçlarını tırmanarak içeri girdiler. Kendisini savunmakta olan çaresiz VI. Leon’u teslim aldılar. Ne tahtı vardı, nede tacı o sırada. Saçı başı dağınık bir haldeki Levon, kaderin kendisine hazırlamış olduğu “Sonu” yaşamanın üzüntüsü içindeydi.  Teslim olduğu sırada Geben kalesinin eteklerinde sarı mantuvar çiçekleri başını kaldırmış son kez gülümsüyordu VI. Leon’a… Halk dilinde “Sahlep” olarak da bilinen orkide çiçekleri başını eğdiler olaya tanıklık ettiler. Kilikya Ermeni Krallığının yüzyıllar süren (1080-1375) hikayesi de böylece sona eriyordu.  Adı üstünde son Ermeni kralı VI. Leon, kendisini savunmak için boş yöre çırpındı durdu. Adının (Levon) anlamı türkçede “Arslan” idi, amma ne kendisini savunacak cesareti vardı nede ülkesini koruyacak imkanları.
Aslında Levon, Ermeni asıllı da değildi. Baba tarafından Kıbrıs’ta hüküm süren Lusignan krallığından geliyordu. Ve Fransız asıllı idi. Ancak evlilikler yoluyla Kilikya Ermeni krallığı ile akrabalığı vardı. Hükümdarlığı ancak bir yıl sürdü.  Hanımı Ermeni asıllı Margaret Sisions’u aldatması ile ünlü idi. Soldana adında bir metresinden olma iki çocuğu vardı: Guy ve Stephan isimlerinde…
    Levon, Memlukluların başkenti Kahire’ye götürüldü. Tutsak edilmişti.
İspanya’daki Kastil Kralı John, Leon için yüklü fidye ödeyerek serbest bırakılmasını sağladı. Leon, İspanya’ya gitti.  Bir müddet Medrit şehri yakınlarında yaşadı. Kendisini koruyan kralın ölmesi üzerine Fransa’ya geçti. 1393 yılında öldüğünde onun için Paris’in kuzeyindeki Saint Denis katedralinde görkemli bir cenaze töreni yaptılar. Fransız asıllı ama kısa bir süre Kilikya Ermeni Krallığı tahtında görev yapmış Leon için  hazırlanan lahit kapağı üzerine Leon’un gençliğini gösteren başında tacı olduğu halde kabartma bir heykelinin görüntüsü vardı.  Fransa krallarından Şarlman’ın mezarı ve diğer ünlü krallar ile aynı yerde yatıyordu.
    Leon’un Paris Saint Denis’deki mezarının önemini hiç unutmadı Ermeniler, aradan geçen yüzyıllar sonra bile Leon’un mezarı önemli bir ziyaret yeri olarak kullanıldı. Mantuvar çiçekleri açmaya devam etti, Geben kalesi eteklerinde. Orkideler ise  geçen zaman içinde sevginin ve umudun simgesi olarak çiçeklerini açtı, Geben yöresinde. Şimdi Gebenliler hem Mantuvar ve hem de orkideyi (Salep) tanıtmak için özel bir çaba harcıyorlar. Diğer yandan onca yaşanan olaylardan sonra kendi hatalarını,kışkırtmalarını görmeyen, görmek istemeyen Fransa, 21.yy başlarında bile “Ermeni sorunu” konusunu Türklere suçlayacak şekilde yeniden dünyanın gündemine getiriyor. Tarihten ders almamışa benziyor olacak ki… Son Ermeni kralı VI. Leon, bir an için mezarından kalksa ve kendi hikayesini anlatsa neler söylerdi acaba!

                                                                                              Kaynak: Andırın Tarihi