31 Mayıs 2011 Salı

SELAHATTİN'İN SON BAKIŞLARI...

     -Öğretmen teğmen Selahattin, Ağustos 1920 içinde Kurttepe savaşlarında ağır yaralandı, şehit düştü.
     -Selahattin’in kafası gövdesinden ayrıldı. Adana şehir merkezinde dolaştırıldı.
    -Adana Valiliği ve milli Eğitim Müdürlüğü’nün Selahattin’in adını bir okula vermesi bekleniyor.
         Adana'daki Kuvayi milliye Cemiyetinin merkez binasını süsleyen fotoğ­raflar arasında "Kurttepe savaşlarında şehit düşen, kafası kesilerek göv­desi top arabasında gezdirilen" Yüzbaşı Selahattin'e ait fotoğrafla yüz yüze gelince duygulandım ve derin düşüncelere daldım. Hayatının baharında belki de yirmisinde genç bir Anadolu çocuğu üzerindeki askeri elbisesi, gövdesini çevreleyen kurşunlar, başında sanki çöl savaşlarını veya Türk asker­lerinin Çanakkale'de giydiği şapkayı andıran giysisi, eliyle tuttuğu kitap­lar ile bakışlarında tam bir sessizlik ve hüzün var gibiydi. Onun hatırasını Çukurova Tarihinin altın sayfaları arasında göstermek bizim için onurlu bir görev olurdu herhalde...
         Milli Kuvvetler, Fransızlara unutamıyacakları bir ders vermek için Seyhan nehri, Çakıt kavşağında Adana'ya bakan Kurttepe'ye yerleştiler. Adana şehir merkezinde bulunan Fransızlara ve işbirlikçi Ermenilere karşı buradan mücadele edeceklerdi. Ağustos ayı başlarında iki tane 10.5 mm'lik top getirildi Kurttepe'ye. 12 Ağustos 1920 günü, top atışları şehir merke­zine ulaşmıyordu. Daha güneye Sülüklü pınara doğru getirildiler. Yüzbaşı Raif Bey ve topçu üsteğmeni Selahattin Beyler toplarının başında bulundular. Karaisalı tarafından kumandan Sinan TEKELİOĞLU’da geldi, Kurttepe’ye... Birlikleri gezdi. Yeterli silah ve cephanenin bütün askerlere ve milis kuvvet­lere dağıtılmasını istedi. 13 Ağustos günü topların ağzı cehennemi bir gü­rültüyle ateş aldı. Birbiri ardı sıra top gülleleri şehir merkezinde İstik­lal Ortaokulu'nun bulunduğu yerdeki Fransız ordugahında paniğe sebep oldu. 6 Fransız askerinin öldüğü, yaralananların da olduğu haberi alındı.
         Düşman uçakları 15 Ağustos günü sabahın ilk ışıkları ile birlikte Kurttepe civarında keşif uçuşlarına başladılar. Tanklar, piyadeler ve süvariler de bölgeye hareket etmişti. Sülüklü pınarın orada bulunan topların birisi geri çekilemedi, düşmanın eline geçti. Diğer top ise tepeyi aşırılarak, da­ha aşağıda bulunan Çakıt vadisine doğru çekilmeye başlandı. Fransız uçakla­rından ürken top mandalarının bağrışarak kaçmasıyla panik baş göstermiş, Topçu teğmeni Selahattin, bir yandan yuvarlanan topu kurtarmak diğer yandan düşmana karşı koymak isterken her taraftan atılan kurşunlarla olduğu yere yığıldı. Ağzından kanlar gelmeye başladı. Murt çalıları, karaçalılar, meşe­ler, çam ağaçlarının bulunduğu yerde kelebekler ve arılar, sinekler uçuşur­ken gözünün feri söndü, son nefesini verirken "yandım anam, Allah’ım" sözlerini zor fısıldıyordu.  Düşmanlar, Selahattin'in cesedi ve yanı başında du­ran topun yanına kadar geldiler. Aynı yerde çatışmada Adanalı Nazım adında yazı işlerine bakan bir memur da şehit olmuştu. Gözü dönmüş düşmanın Selahattin'in başını kestikleri , top ile birlikte beraberlerinde götürdükleri haberi alındı. Şehir içinde, sanki zafer kazanmış gibi Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı yere getirildiği, "Selahattin'in kesik başı ile topun birlikte dolaştırıldığı, intikam çığlıkları atıldığı" haberi alındı. 16 Ağustos 1920 tarihinde gerçekleşen olaydan sonra Türk tarafı Fransız kumandana sert bir nota vererek Selahattin'in kanının yerde kalmayacağı bildirildi. Düşman üs­tün güçleriyle Kurttepe'yi, Kireçocağını da alarak Karahan'a kadar gelmiş, etrafı yakıp yıkarak geri Adana'ya dönmüştü.

Hiç yorum yok: