31 Mayıs 2011 Salı

ABD HALEP KONSOLOSU JACKSON’UN ERMENİ MÜLTECİLER RAPORU

-İstanbul’daki Ermeni Patrikhanesi Tarihci Yusuf Halaçoğlu’da birlikte Kozan’a giderek Sis Ermeni manastırını yerinde görme teklifinde bulundu.
-Ermeniler, Soykırım görüşlerine destek için taşınmaz mallar için tazminat ödenmesi ve dini eserler için korunma ve sahiplenme çalışmalarını yoğun şekilde sürdürüyorlar.
-Ermeni Soykırım görüşlerinin yalan üzerine kurgulandığını ortaya koyan ABD’nin Beyrut Konsolosu Jackson’un Tehcir sonrası kamplara ulaşanlar ile ilgili rapor belgesini açıklıyorum.
1915 olaylarını Ermenileri uygulanan soykırım olarak gören ve tarihi olayları propoganda aracı olarak kullanan çevreler son yıllarda dünya genelinde önemli başarılara imza attılar. Avrupanın  pek çok ülkesinde ve Amerika kıtasında Ermeni soykırımı görüşlerini destekleyen parlamento kararları peşpeşe alındı.  Şimdi ABD Başkanının “Ermeni Soykırımını resmen kabul eden” düşüncesini açıklaması, arkasından da Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gündeminde de ortak anlayış sonucu Avrupa İnsan hakları Mahkemesinden, Lahey Adalet Divanına varıncaya kadar uluslar arası yargı organlarından da bu yönde karar alınması halinde
1.      Öncelikle Türkiye’nin resmen soykırımını kabul etmesi
2.      Ermeni soykırım mağdurları için el konulan taşınmaz mallar için tazminat örenmesi
3.      Ermenilerin dini vakıf eserlere ve tapulu arazilerine sahip olmaları için Türkiyeye dönüş ve yurt sahibi olma haklarının verilmesi gibi düşünceler gündeme getirilecek.
   İstanbul’daki Ermeni Patrikhanesi geçtiğim yakın tarihte Türk Tarih Kurumu Başkanı sayın Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’nu arayarak “Birlikte Sis-Kozan’daki Ermeni manastırını ziyaret edelim” çağrısını yaptı. Sayın Halaçoğlu’nun teklifi kabul etmesi ve bahsi geçen gezinin Kozan’a yapılması dünya genelinde Ermeni propogandasına malzeme olarak kullanılacaktı. Ermeni Patrik ve ona destek veren  diaspora çevreleri Kozan’daki Ermeni manastırının yeniden onarım ve turistik-dini hizmetlere açılması teklifinde bulunacaklardı.  Ama gelişmeler Ermeni lobisinin düşündüğü yönde sonuçlanmadı. Buna rağmen Dikran Kuyumcuyan adındaki ermeni asıllı bir Tarih Profesörü, Kilikya’daki (Adana) Ermeni taşınmaz malları ve kilise eserlerinin korunması veya tazminat ödenmesi hususunda ayrıntılı bir rapor hazırladı. Dünya genelinde Ermeni soykırımının Türkiye tarafından kabul edilmesi halinde ortak bir girişim dosyası olarak elde tutuyor. Özetle Ermeni lobisinin Türkiyeye yönelik “Soykırımı kabul ettirme” çalışmaları son hızla yeni açılımlar yaparak sürüyor.
Kozan’ın kurtuluş günü olarak kutlanan 2 Haziran 2008 tarihi yaklaştı.  Kozan’da yaşanan olaylar Fransa’nın işgali, ermeni Kamavorların estirdiği terör ve fırınlarda Türklerin yakılarak öldürülmesine kadar varan kanlı olaylar sonrası işgalciler ve işbirlikçileri bölgeyi terk ettiler. Olayların hatırası taze olarak bölge insanın belleğinde anlatılıyor.  1915 olaylarını soykırım olarak gören çevrelerin klasik bilgilendirme yaklaşımları: “ Anadolu’da 1915 yılında 2.5 milyon Ermeni yaşıyordu. Bunlardan 1.5 milyonu soykırıma uğradı, ancak 100.000’i hayatını kurtardı” görüşlerine dayanıyor. Oysaki Osmanlı Arşivinde nüfus dairesinin resmi istatistiklerine göre 1914 yılında Osmanlı Ermenilerinin sayısı 1.3 milyondur. 1915 Tehciri sonrası Osmanlı yönetimi Aşiretler ve Muhacirler Umum Müdürlüğü kaynaklarını kullanarak Suriye cephesinde savaşan askerlerin  ihtiyaç duyduğu erzaklardan  (ekmek ve diğer yiyecekler) bir kısmını Ermeni muhacirlere verilmesine karar vermişti. Bu hususta Osmanlı Arşivinde çok sayıda belge var.
Ama bizim için asıl önemli olanı Ermeni Diasporasının Soykırım tezlerine dayanak olarak gösterdiği ABD’nin 1915 ve 16 yıllarında İstanbul Büyükelçiliği görevinde bulunan Henry Morgenthau’nun kaleminden çıkan “Hatıralar” (Morgenthaus Story) kitabını delil göstererek  Türkiyeyi “Soykırım yapmakla” suçluyorlardı. Şu anda Kozan’da yayınlanan BARIŞ gazetesinde  8 Şubat 1918 tarihiyle ABD’nin Halep Konsolosu Jackson’un İstanbul’a Büyükelçi Morgenthau’ya gönderdiği rapor belgesinin örneğini sunuyorum. Bahse geçen belgede 1915 olayları sonrası Tehcire uğrayan Ermenilerden 486.000’inin Fırat nehri kıyısındaki göçmen kamplarına ulaştıkları hakkında bilgiler veriliyor. Bahsi geçen belge Ermeni DİASPORASI’nın soykırım görüşleri ile ilgili propoganda yayınlarının esastan “yalan düşünceler” üzerine kurgulandığını gösteriyor.

Hiç yorum yok: