31 Mayıs 2011 Salı

FRANSIZLAR ADANAYI SÖMÜRGE YAPACAKLARI ANLAŞILDI

    -Fransızlar Adana’ya barış ve medeniyet getireceklerini söyleyerek işgali başlatmışlardı.
    -Uygulama esnasında sadece Türklerin hakimiyetini ortadan kaldırmak istedikleri kısa sürede görüldü.
    -Fransız Kumandan Albay Bremond: “Kapitülasyon haklarını tam uygulamak için geldiklerini” açıkladı.
     Adana’ya 2  Şubat 1919 günü gelen Fransız Albay Bremond, Vali konağına yerleşti. Vali vekili Nazım Bey ile görüştü. Görev esnasında verilen talimatların (emirlerin) yerine getirilmesi tavsiyesinde bulundu.  Teğmen Eskant’ı genel sekreter, Yüzbaşı Kule’yi (Coulet) askeri şef , Normand’ı da Vali yardımcısı olarak görevlendirdi. İlçelerdeki kaymakam yardımcılıklarına da Fransız askerleri getirdi.
     Bremond’un görünüşü heybetli idi. Sakalları çenesine kadar uzanıyordu. Askeri kıyafetini giydiğinde göğsüne “haç şekilli” madalyaları  takmaya özen gösteriyordu. Eşi Bremond’da gelmişti Adana’ya.
Bremond, resmi yazışmalarda kendi ünvanını “Kilikya Yönetim Şefi” (Cilicie-L’Administrateur en chef) olarak yazdırdı(3).  Aynı zamanda “Kilikya Ermenistanı Şefi” ünvanını da kullanıyordu.  Fransız Albay’ın resmi belgelere imza atarken kendisi için uygun gördüğü ünvanlar onun amaçlarının ne olduğunu da çok iyi açıklıyordu. Bölgenin resmi adı Adana Vilayeti veya “Çukurova” olmasına rağmen özellikle “Kilikya” demeyi tercin ediyordu. Kilikya yörenin antik dönemden kalan ismiydi. İslam ve Türk tarihi boyunca Kilikya ismi kullanılmamıştı. Romalılar, Bizans ve Ortaçağ’da bölgede varlığını sürdüren Ermeni Krallığı zamanında Kilikya ismi yaygın olarak kullanılmıştı.  Şimdi 1919 yılı içinde Osmanlı’nın “Adana Vilayeti” isminin değiştirilerek Kilikya olarak isimlendirilmesi aynı bölgede farklı bir ülke yaratma projesinin bir sonucu idi.  Fransa Adana’yı kontrol için gelirken bölgenin adını da “Kilikya Ermenistanı” olarak değiştirmeyi uygun bulmuştu. Bu yönde ellerinde projeleri de hazırdı. Osmanlı’nın son zamanında Adana’yı araştırmak üzere gelen Orientalistler ve misyonerler, Ermeni kilisesinin verdiği nüfus rakamlarının tesirinde kalarak Hristiyanlar ve Ermenilerin çoğunlukta olduğunu, Osmanlıya bağlı İslam toplulukların da kendi aralarında parçalanması halinde  Türklerin küçük bir azınlık olduğu görüşlerine yer vermişlerdi.
    Eylül 1919 içinde Adana Vali vekilliği görevine Mektupçu (Sekreter) Esat Bey tayin edilmişti. Esat Bey, Bremond ile olan yazışmalarda tehlikenin farkına vardı.  Esat Bey, Bremond’un yazdığı Kapitülasyonlardan doğan hakların aynen uygulanması emirlerine “red” cevabı verdi.  Ve 29 Eylül 1919 tarihli resmi yazı ile görüşlerini açıkladı:(4)
     “Baş Administratör (Yönetici) Bremon Cenaplarına!
     Yabancılara verilen imtiyazların (ayrıcalıklar) kaldırılması dolayısı ile Adana vilayetinde yabancıların uğradıkları müşkilattan bahis ile bunların ilgili bulundukları mülki, cezai, ticari davaların karma mahkeme olarak çalışan mahkemelere verilmesi lazım geleceği başkumandanlığın bu husustaki açıklamalarına dayanılarak açıklanmaktadır.
    Arazi-i meşgulede (işgal edilen topraklarda-Adana’da) mevcut uygulanan kanunların barış gelinceye kadar aynı şekilde korunması işgal eden hükümetlerce Lahey sulh müzakeresinde tanınmış bir hak iken ve Osmanlı memleketinde yabancıların imtiyazları (çıkarları) özel bir kanunla kaldırılmış iken diyelim ki bu havali işgal altında bulunsa bile bugün Osmanlı hükümetinin emir ve müsaadesine bağlılık göstermeden yabancıların çıkarlarına ait hiçbir teşebbüs ve buna uygunluk gösteren bütün kararları kabul etmekte mazur (özürlü) bulunduğumu beyan ederim”.  İmza Esat
    Adananın düşman güçlerce işgal edildiği bir zamanda Vali Vekili Esat Bey’in  düşman kumandana red cevabı vermesi onun cesaretini ve vatanseverliğini gösterir.  Esat Bey’in bu tarzda resmi yazı ile cevap vermesine karşı Bremond çok kızdı.  Ve görüşmek üzere onu makamına çağırdı.  Hem kızıyor ve hem de azarlıyordu:
    “Kapitülasyon meselesi…Bu kadar önemli şeye dikkat edilmez mi?” diyerek azarladı.  Ve çok geçmedi 21 Ekim 1919 tarihinde Esat Bey’in Vali vekilliği görevine son verildi.
    1919 yılı mart ayı içinde Fransız işgali Adana vilayetinin her yerinde hissedilmeye başlandı.  8 mart 1919 günü Yüzbaşı Tayyarda Kozan’ı ve hemen aynı günlerde Kars (Kadirli) kazasının işgali gerçekleşti.  1919 yılı içinde Adana’ya gelen Ermeni göçmenlerin sayısı 60.000’e ulaştı. Ermeniler öncelikle şehir merkezlerindeki çadır kamplara yerleşiyor sonra kazalara ve köylere dağılıyordu.  Şehir merkezlerinde Ermeniler ve Türkler arasındaki hukuki sorunları çözmek üzere “Tesviye-i Mesalih-i Sulh Hukuk Komisyonu” adıyla  mahkemeler kuruldu. Başkanlığını da Fransız kumandan veya görev verdiği kişiler yapıyordu. Adı geçen komisyonlar hukuki sorunlara çözüm bulmak değil, Türklerin malını yalan yanlış belge ve ifadelerle Ermenilere vermek için çalıştı.  Özellikle Kozan Sancağında yörenin zengin insanlarından Kırıntılı aşiretinden Halil Topaloğlu, Kurdoğlu Hulusi, Sehlikzade Hasan Efendi’nin arazilerine el konma, saldırı ve öldürme  girişimleri oldu.  Adı geçen şahıslar Kozan’ı kert ederek Kayseri’ye ve oradan da Mustafa Kemal ile görüşmek üzere Sivas’a gittiler.
    Fransız işgal kumandanı albay Bremond’un da amaçları belli olmuştu:
    -Resmi daireler, okullar ve evlerden Türk bayrağının indirilmesi, ilaveten Fransız ve diğer bayraklara da yerilmesi.
    -Kapitülasyonlardan doğan öncelikle Fransız şirketlerin işletme ve alacak haklarının korunması .
    -Türkçenin resmi olmasının iptali, Fransızcanın resmi yazışmalar ve posta hizmetlerinde kullanılması. Eğitimde, Ermeni, Arap, Kürt  ve diğer azıklık dillerine de yer verilmesi .
   -Bölgenin Kilikya ve Ermenistan ismini alması için çalışmaların sürdürülmesi vb.
    Fransa’nın Adana’yı işgali ve Albay Bremond’un çalışmalarından ortaya çıkan sonuçlar Osmanlı ülkesinin parçalanması ve paylaşılmasının acı sonuçları idi.  İşgalin devam ettiği sırada İstanbul’da kurulan ve çoğunluğu Adanalı Türklerden oluşan Kilikyalılar Cemiyeti’nin lobi çalışmaları sonucu Celal Bey, Osmanlı hükümetinin Adana Valisi olarak atandı ve 18 Aralık 1919 tarihinde Adana’ya yeni görevine başlamak üzere geldi.  Bundan sonrası Celal Bey’in kuvayı milliyeyi destekleyen çalışmaları ile geçti. 1920 yılı Adana vilayeti genelinde düşman işgaline karşı kuvayı milliyenin şanlı direnişi devam etti.  Ve Türk milletinin kendi küllerinden yeniden dirilerek ayağa kalkması ve bağımsızlığa kavuşması ile sonuçlandı. Ama geride tarihin sararan sayfalarında  unutulmayan  belgeler ve hatıralar bırakarak . 
Kaynaklar:
1.Cezmi Yurtsever, Çukurova Tarihi, Adana-2006, s. 197
2.Cezmi Yurtsever, Payas Tarihi, Adana-2008, s. 156-157; Kadir Arslan, Karakese, Dörtyol-1998,s. 17-22
3.Cezmi Yurtsever, Aynı eser, s. 201-202
4.Esat Özoğuz, Adana’nın Kurtuluş Mücadelesi Hatıraları, İstanbul-1934, s. 54-55; Cezmi Yurtsever, Aynı eser, s. 205-207
    

Hiç yorum yok: