31 Mayıs 2011 Salı

MERCİN'DE YAŞANAN BİR ÇANAKKALE DESTANI!..

     -Fransızlar Ceyhan’ın Mercin köyünde Kuvayı milliyecilere karşı ağır bir yenilgi aldılar.
     -Bu olaydan sonra Fransa’nın Çukurova işgali ağır bir darbe aldı.

         Mercin'in ne anlama geldiğini bilmiyoruz. Çok çok eskiden kalan bir yer ismi olsa gerek. Çukurova'nın orta yerinde, Ceyhan şehrinin 15 km kadar doğusunda. İçinden Mercin suyu geçiyor, Ceyhan'a kavuşuyor. Çoğu kez de boz bulanık akıyor. Mercin suyu kıyısında bulunan değirmenler, İnsanlık tarihi kadar eski ve yöre insanlarına hizmet veriyor. Değirmen taşlarının çıkardığı sesler, zamanı öğüten çark misali nice hikayelerin de kaynağı olmuş. Alın terini silen insanlar, emeklerini vermişler Mercin değirmenlerine...     
         Yüzyıllar önce Çukurova'nın güneyini eline geçiren Ramazanoğulları Mercin değirmenlerini ve buradaki verimli çeltik arazilerine sahiplenmişler
Vakıf mülkü saymışlar.
         Ağustos 1920... Çukurova'nın hemen her  yerinde işgalci Fransızlar ve işbirlikçi Ermenilere karşı kuvayi milliyeci kahramanlar mücadele veriyor. Ceyhan’ı Osmaniye'ye bağlayan demiryolu çoğu kez bozuluyor, ray demirleri sökü­lüyor. Fransız istihbaratı demiryoluna düzenlenen sabotajların merkezinin yakınlarda bulunan Mercin köyündeki kuvvacılardan geldiğini biliyor. Ve ora­ya ansızın saldırarak öldürücü bir darbe vurmak için bütün hazırlıklarını yapıyor. Uçaklar ile keşif uçuşları yapılıyor. Tanklar, toplar hazırlanmış. Mantar şapkalı binlerce asker Mercin 'e saldırı için sürekli hazırlık içinde
         Kuvvacılar Sabitzade Ahmet, Kösreli Hacı Ali efendi, Ali Caf Ağa müfre­zesi, Nogay Tatarlarının İnce Ali başkanlığındaki yiğit delikanlıları, Cerit, Bozdoğan ve Çerkez Nuri Çavuş kuvvetleri Mercin'in içine yerleşmişler. Değirmeni, etraftaki tepelikleri tutmuşlar. Siperler kazılmış. Arı kovanla­rı siperlerin üzerine konmuş, üzerleri Çinko ve toprak ile örtülmüş, ölümü­ne bir savaşı bekliyorlar. İçlerinde daha önce Fransız ordusunda iken kaça­rak kuvvacılar'a katılan Cezayirli Hacı Mehmet Çavuş ' da var.
         BİR 28 AĞUSTOS GÜNÜ. .. 1920 ...
         Bugün gece yarısı Mercine saldıracak düşman kuvvetleri yüzbaşı Arrighi kumandasında bütün hazırlıklarını tamamladı. Ve ileri yürüyüşe başladı. Uçaklar, 4 tank, 4 top, sayıları 3000 ' i bulan piyade askerleri... kumandan­ları Fransız, bir kısmı Fransız soylu, sömürgelerden getirilen Cezayirli,  Senegalli, Tunuslu ve Ermeni askerler.
         Düşmanın seri top atışları başlayınca kuvvecılar ateşle karşılık verdi­ler. Sabahın ilk ışıkları ile birlikte Mercin köyü, değirmenler ve ırmak üzerinde kanlı bir boğuşma başladı. Arrighi, arabasından inmiş, elinde tabanca ileri yürüyüş ve hücum emrini verirken vuruldu. Yere düştü. Dehşetli bir savaş oldu Mercinde... Düşman ordusunun arkasına gelen kızıl haçlı ambulanslar sürekli olarak cephe gerisine ölü ve yaralı taşıyordu. Akşam üzeri silah sesleri sustu. Sabitzade Mehmet Çavuş ve sayıları 7'yi bulan Türk şehidi gözyaşları arasında savaş meydanından alındı. Düşmanın kaybı ise 300'ü buluyordu. Fransızlar, Çukurova'nın orta yerinde Mercin'de sıcak bir 28 Ağustos günü Kuvvacılar karşısında ağır bir yenilgi almışlardı. Tıpkı 1915 yılın da yaşanan Çanakkale Savaşında olduğu gibi.
         Savaşın bitiminde elde edilen zaferi üst kumandanlara yazılı bir belge ile bildiren Selahattin Bey " düşman  saldırılarına karşı koyan bu büyük in­sanlar, damarlarında atalarının kanı aktığını fiili olarak ispat etmişlerdir” diyordu.
         Mercin savaşında ölen Arrighi ve diğer askerler Ermeni papazlarının düzenlediği törenle mezara kondular. Bir süre sonra da kemikleri kutulara konularak Fransa'ya götürüldü.
         Mercin köyünde şimdilerde sular yine boz bulanık akıyor... Ama değirmenlerin çoğu ortadan kalkmış. Höyüklerin bir kısmı tarla açmak maksadıyla ortadan kaldırılmış. Bütün bunlara rağmen köy yakınlarındaki tarihi mezarlarda yatan Mercin kahramanları, tarihe ve yaşayan torunlarına ses veriyor: "Bizi hatırlayınız"...

Hiç yorum yok: