4 Haziran 2011 Cumartesi

ABDÜLFETTAH’IN KULAĞININ DİBİNE SIKILAN KURŞUNLAR

    -Abdülfettah, genç yaşında Kuvayı Milliye saflarına katıldı. Ve Yılankalesi yöresinde Fransızlar ile çarpışmaya katıldı. Yakalandı, esir düştü.
    -Abdülfettah, bir araba üzerinde Taşköprü’den şehre getirilirken bir an için ayağa kalkarak bağırdı:”- Türk kardeşlerim Ben ölürsem intikamımı alın!” diye.  
    -Abdülfettah, Vali konağı yakınındaki Hacı Ali tekkesi yanında namaz kılarken Fransız Albay Bremond tarafından kulağının dibine sıkılan tabanca kurşunu ile öldürüldü.
                                         Adana şehri
                                         Fransızlar Adana Seyhen nehri su çarkında
                                           Fransız kumandan gezintide
    Osmanlı’nın yenilmesi ile birlikte Fransızların Çukurova’yı doğrudan işgali Aralık 1918 içinde gerçekleşti.  25 Aralık 1918 tarihinde Fransa, Albay Bremond’u “Kilikya Ermenistanı Kontrol Şefi” olarak tayin etti.  Bremond, Fransız ordusunun deneyimli kumandanlarından idi. Adana’ya gelip de Valilik binasında göreve başladığında yapılan ilk işler arasında Valilik mescidinin boşaltılarak çalışma ofisi olarak kullanılması oldu. Mescit binasının kapısına Fransız bayrağı ve Fransa Başbakanı’nın fotoğrafı yerleştirildi.
    Bremond, Askeri Kontrol şefi olarak yayınlamış olduğu bildirilerde:
    -Kamu binaları, işyerleri,evler ve okullardan Türk bayrağı indirilecektir.
    -Osmanlı’nın borçları karşılığı olarak Kilikya’nın (Çukurova’nın) kontrolü sağlanacaktır.
    -Türkçenin resmi dil olmasına son verilecek. Fransızca resmi dil olarak kullanılacak. Okullarda eğitim Fransızca olarak gerçekleşecektir. 
     Bremond, Adana’da iken heybet ve gururunu yansıtan fotoğraf çektirdi. Ayakta durur iken görülen fotoğrafında göğsüne taktığı madalyalar dikkati çekiyordu. Fransız sömürge yönetiminin Afrika’da ve Asya’daki serüvenlerinde elde ettiği başarıların karşılığı idi o göğsüne taktığı madalyalar...
    Abdülfettah’ın kafasına sıkılan kurşunlar

    Abdülfettah, cesur bir delikanlı. Genç yaşında katıldı kuvayı milliye saflarına. Yılankalesi yakınlarında Fransız askerlerinin çevirdiği bir kuvayı milliyeciyi kurtarmak isterken esir düştü.  Onu bir araba üzerinde ve elleri kelepçeli bir halde Taşköprü üzerinden Adana şehir merkezine getirdiler. Abdülfettah At arabası üzerinde şehre girerken bir an için ayağa kalktı ve bağırdı: “Türk ve Müslüman kardeşlerim. Beni öldürürlerse kanım yerde kalmasın intikamımı mutlaka alın!…
    Abdülfettah’ı taşıyan araba Taşköprü’yü geçti. Seyhan nehri sahilinde ve valilik konağına da yakın yerdeki Hacı Ali Tekkesi binasının önünde durdu. Abdülfettah eli kelepçeli ve gözleri bağlı bir halde aşağı indirildi.  Birkaç metre yürüdü. Bir duvarın dibine getirildi. Ona      “son isteğin nedir?” diye soruldu. “
     -Dört rekat namaz kılmak isterim” dedi.  İsteği kabul olmuş olacak ki abdest aldı ve namaza durdu. İkinci rekatı kılarken düşman askerlerin yaylım ateşi ile yere yıkıldı. Buna rağmen ağır yaralı bir halde idi. Onun kanlar içindeki bu halini seyreden albay Bremond, elinde tabancası olduğu halde yanına kadar geldi ve Abdülfettah’ın kulağının dibinden peş peşe ateş etti.  Abdülfettah’ın cansız bedeni toprağa düştü.  Abdülfettah’a karşı yapılanların benzerleri Adana şehir merkezi, köyler ve işgal altındaki her yerde uygulanmaktaydı.  Bir yanda sömürgeci amaçlar uğruna geldikleri Çukurova’da gururlanarak göğsüne taktığı madalyalar ile fotoğraf çektirerek sahte zaferlerini kutlayanlar… Diğer yanda vatanları uğruna mücadele verirken şehit olan gerçek kahramanlar… Abdülfettah olayı sadece hatırlananlardan bir örnek idi…
    Abdülfettah olayını görenler ve duyanlar, 1950’li yılların başlarında Adana’da kurulan Kuvayı Milliye Mücahit ve Gaziler Cemiyetinde bir araya geldiler. Savaş günlerinin görgü tanığı olan Molla Nasrullah, görgü tanıklarını da dinleyerek Abdülfettah’ın vahşice öldürülmesinin tarihi hikayesini Osmanlıca olarak yazdı ve belgenin de altına mührünü bastı. Hiç unutulmaması için, gelecek nesillerin de hatırlaması için.

Hiç yorum yok: